İŞİTME ENGELLİLERDE DENGE YETENEĞİNİN İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA
2Ergani Devlet Hastanesi, Fizik Tedavi , Diyarbakır, Türkiye
Özet
Amaç: Bu çalışma, doğuştan veya sonradan işitme engeli olan çocuklarda denge yeteneklerini inceleyerek işitme engeli olmayan sağlıklı çocuklarla karşılaştırmak ve işitme duyusunun hareket sistemi üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla planlanmıştır.Yöntem ve Gereçler: Rastgele örneklem yöntemi ile seçilen 181 işitme engelli ile 79 sağlıklı toplam 260 çocuk çalışmaya dahil edildi. Tüm olguların alt ekstremite ve gövde kas kuvvetleri manuel kas testi ile denge yetenekleri hareketli ve hareketsiz zeminlerde dinamik ve statik denge testleri ile değerlendirildi ve sonuçlar karşılaştırıldı.
Bulgular: Alt ekstremite ve gövde kas kuvveti ile hareketli ve hareketsiz zeminlerdeki denge yeteneği açısından gruplar karşılaştırıldığında en iyi skorlara sahip grubun sağlıklı çocuklardan oluşan grup olduğu saptanırken(p<0,001), en düşük skora sahip grubun ise doğuştan işitme engeli olan çocuklardan oluşan grup olduğu tespit edilmiştir(p<0,001). İşitme engelliler kendi aralarında karşılaştırıldığında ise sonradan işitme engelli çocukların daha başarılı oldukları saptanmıştır(p<0,05).
Sonuç: Araştırmadan elde edilen veriler, işitme engelinin hareket sistemi ve denge yeteneklerini olumsuz yönde etkilediğini göstermiştir.
Giriş
İşitme duyumuzun, çevreden gelen seslerin ayrımı, lokalizasyonu, tanımlanması, ve akustik sinyallerin frekans ayarının yapılması gibi pek çok önemli fonksiyonları vardır. Bununla beraber çeşitli ortamlarda vücudun dik pozisyonunu, yürürken graviteyle ilişkili olarak dengenin sağlanabilmesi için, iç kulakta bulunan vestibüler sistem önemli rol oynar. Vestibular sistem, işitme, görme ve kassal yapılar gibi pek çok sistemden gelen bilgilerle çalışır. Herhangi bir nedenden dolayı geçici süreyle veya kalıcı olarak vestibular sistemin devre dışı kalması hareketlerde oryantasyon bozukluğu, yürüyüş sırasında dengenin bozulması, tinnitus, kalp hızı ve basıncında değişiklikler, korku, anksiyete ve panik gibi fizyolojik ve psikolojik problemlere neden olmaktadır . Doğuştan veya sonradan işitme duyusunu kısmen veya tamamen kaybeden kişilerde bu sorunlar daha da sık görülmektedir [1,2,3].Özellikle işitme engeli bulunan çocuklarda yaş, cinsiyet, etiyoloji ve işitme kaybının derecesine bağlı olarak statik ve dinamik denge yeteneklerinin etkilenebileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır [4,5,6]. Statik denge kayıplarının şiddetli işitme engeli olan çocuklarda daha yoğun yaşanması ve günlük yaşamını önemli düzeyde etkilemesi açısından üzerinde önemle durulan bir konu olmuştur.
Çalışmamız, doğuştan veya sonradan oluşan işitme engeli olan çocuklarda statik ve dinamik şartlardaki denge problemlerini inceleyerek işitme engeli olmayan sağlıklı çocuklarla karşılaştırmak; işitme engelinin denge ve hareket sistemi üzerinde etkilerini incelemek amacıyla planlanmıştır.
Yöntem ve Gereçler
Denizli, Afyon ve İzmir illerinde bulunan İşitme Engelliler Okullarında eğitim gören işitme engelli çocuklardan rastgele örneklem yöntemi ile şeçilen 111 erkek, 70 kız toplam 181 çocuk(yaş ortalaması 10,56±2,20 yıl) ile Denizli ili ilköğretim okullarında eğitim gören ve rastgele örneklem yöntemiyle seçilen, herhangi bir sağlık problemi olmayan 46 erkek, 33 kız toplam 79 işitme engeli olmayan sağlıklı çocuk(yaş ortalaması 10,68±1,91yıl) çalışmaya dahil edilmiştir. Değerlendirmeye alınan işitme engelli 181 çocuktan 111inin (%61,3)(Grup-I)doğuştan işitme kaybı, 70inin(%38,6)(Grup II) ise sonradan işitme kaybına sahip oldukları tespit edilmiştir. Sonradan işitme kaybı olan çocuklarda işitme kaybının başlama yaşı 0,20-4,00 yıl arasında değişmekte olup, ortalama 1,87±0,87 yıldır. Doğuştan işitme kaybı olan tüm çocukların yardımcı işitme cihazı kullandıkları tespit edilmiştir. İşitme engeli olmayan 79 sağlıklı çocuk (Grup III) kontrol grubunu oluşturmuştur(Tablo 1). Olguların alt ekstremite, karın ve sırt kas kuvveti Lowettin manuel kas testi yöntemi ile değerlendirilmiştir [7]. Statik ve dinamik denge yetenekleri ise hareketli ve hareketsiz zeminlerde değerlendirilmiştir. Hareketli zeminde denge yetenekleri tek ayak ve çift ayak üzerinde ayrı ayrı test edilmiştir. Bu testler için standart denge tahtası kullanılmıştır. Skor saniye(sn) cinsinden kaydedilmiştir. Hareketsiz zemindeki denge yeteneklerini değerlendirmek amacıyla Flamingo Denge Testi kullanılmıştır [8]. Test için Eurofitin belirlediği standart ölçülerde yapılmış denge tahtası kullanılmıştır. Denge tahtası 4cm. kalınlığında, 3cm. eninde ve 30 cm. uzunluğunda iki tahta kirişin altına aralıklı ve dik olarak 2cm. genişliğinde ve 15cm. uzunluğunda iki tahta kiriş monte edilerek yapılmıştır. Olguların denge tahtasında tek ayak üzerinde durabilme süresi test edilmiştir. Serbest kalan ayak aynı taraf elle tutularak diz bükülmüş ve serbest kalan el, testi yapan kişi tarafından desteklenmiştir. Olgu dengesini sağladığını hissettiği anda testi yapan kişinin elini bırakmış ve o anda kronometre çalıştırılmıştır. Tutulan ayağın bırakılması veya dengenin bozularak ayağın denge tahtasından ayrılması durumunda kronometre durdurulmuştur [8]. Buna ilave olarak hareketsiz zemin üzerinde 10m.lik düz bir çizgi boyunca öne, arkaya ve yanlara çapraz adım alarak yürüme ile topuk-parmak yürüme testi uygulanmıştır. Olguların bu testlerde başarılı olup olmadıkları kaydedilmiştir. Hareketli ve hareketsiz zemin üzerinde yapılan denge testleri ilk önce gözler açık daha sonra gözler kapalı olarak tekrar edilmiştir. Testlerden önce olguların tümü fizyoterapistler tarafından bilgilendirilmiş ve testler sırasında takip edilmişlerdir.
Çalışma sonunda elde edilen verilerin analizi Windows sisteminde SPSS 9,0 istatistik programı kullanılarak yapılmıştır. Grupların karşılaştırılmasında Tek yönlü varyans analizi(One-Way ANOVA) ve Tukey HSD testi kullanılmıştır. Süreli olmayan denge testlerinde gruplar arasındaki farkın değerlendirilmesi Pearson Ki-kare testi ile yapılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edilmiştir.
Bulgular
Çalışma kapsamına alınan tüm çocukların %59,6sının düzenli spor yaptıkları, %40,4ünün ise herhangi bir sportif aktiviteye katılmadıkları saptanmıştır(Grafik I).
Alt ekstremite ve gövde kaslarının(karın ve sırt) kuvvetini ölçmek amacıyla yaptığımız manuel kas testi sonuçları tablo IIde gösterilmiştir. Bu sonuçlara göre en kuvvetli alt ekstremite ve gövde kaslarına sahip grup III. grup iken, en az kuvvete sahip grubun doğuştan işitme engeli olan olgular olduğu belirlenmiştir(p<0,001). Olguların dinamik denge testleri sonuçları tablo IIIde verilmiştir. Hareketsiz zeminde süreli olmayan dinamik denge testi sonuçlarına göre sonradan işitme engeli olan olguların doğuştan işitme engeli olan olgulara göre daha başarılı oldukları, buna karşın en başarılı grubun sağlıklı çocuklar olduğu tespit edilmiştir(p<0,001). Gözler açık ve kapalı iken yapılan öne-arkaya, yana adım alarak çapraz yürüme ile topuk-parmak yürüyüşü testlerinde ise en başarılı olan grubun sağlıklı çocuklar, en az başarılı olan grubun doğuştan işitme engelli çocuklar olduğu saptanmıştır(p<0,001). Değerlendirmeye alınan tüm çocukların süreli statik denge testlerinden aldıkları sonuçlar tablo IVde gösterilmiştir. Bu test sonuçlarına göre hareketli zemin, tek ayak ve çift ayak üzerinde gözler açık ve kapalı olarak dengeyi sağlayabilme açısından sonuçların III. grup lehine anlamlı olduğu tespit edilmiştir(p<0,01). Flamingo denge testinde ise hem gözler açık hem de gözler kapalı olarak yapıldığında sonuçlar yine III. grup lehine ileri düzeyde anlamlı bulunmuştur(p<0,001).
Spor yapma alışkanlıklarının denge yeteneğine etkilerini belirlemek amacıyla sağlıklı çocuklar, doğuştan ve sonradan işitme engelli olan çocuklar kendi içlerinde süreli denge testleri açısından karşılaştırıldığında özellikle işitme engeli olan grup I(doğuştan işitme engelli) ve grup II(sonradan işitme engelli)deki çocuklarda spor yapmanın denge yeteneğine olan olumlu etkilerinin anlamlı olduğu saptanmıştır(p<0,001)(Tablo V ve Tablo VI). İşitme engelli çocuklarda tüm süreli denge testlerinde spor yapanlar lehine anlamlı farklılık görülürken sağlıklı çocuklarda sadece flamingo denge testinde spor yapanlar lehine anlamlı farklılık belirlenmiştir(p<0,05)(Tablo VII). Bu çalışmadan çıkan sonuçlar şu şekilde özetlenebilir:
1.Doğuştan işitme engelli(I. Grup), sonradan işitme engelli(II. Grup) ve işitme engeli olmayan sağlıklı çocuklar(III. Grup) kas kuvveti açısından karşılaştırıldığında gruplar arasında istatistiksel olarak sağlıklı çocuklar lehine anlamlı bir fark bulunmuştur(p<0,001).
2.Tüm denge testleri(statik, dinamik, süreli) sonuçlarına göre denge yeteneği açısından sağlıklı çocuklardan oluşan III. grup en başarılı grup olarak tespit edilirken, en az başarılı grubun ise doğuştan işitme engelli çocuklardan oluşan I. grup olduğu saptanmıştır.
3.Araştırmaya dahil edilen tüm olgular süreli denge testleri sonuçları karşılaştırıldığında spor yapan doğuştan ve sonradan işitme engelli çocukların lehine anlamlı sonuçlar çıkması, spor yapma alışkanlığının işitme engellilerde fiziksel aktivite ve denge yeteneği açısından önemli olduğunu açıkça göstermiştir.
4.Çalışmadan elde edilen verilerin istatistiksel analizi sonucunda işitme engeli olan ve olmayan çocuklar kas kuvveti ve denge yeteneği açısından karşılaştırıldığında sağlıklı çocukların lehine sonuçların çıkması, işitme duyusunun denge yeteneği üzerinde ne kadar etkili olduğunu bir kez daha açıkça göstermiştir.
Tartışma
Denge yapıları iç kulakta bulunan vestibular sisteme aittir. Ancak vücut dengemizi sağlayan sistem oldukça karmaşık yapıda ve tek bir organa bağlı değildir. Serebrum, serebellum, medulla spinalis, eklem ve kas içindeki proprioseptörler, gözler ve iç kulaktaki vestibüler sistemin koordineli çalışmasıyla dengemiz sağlanmaktadır. Gözümüzü kapattığımızda bile vücudumuzun pozisyonundan haberdar olmayı ve düşmeden ayakta kalabilmeyi bu karmaşık ve bir o kadar da mükemmel sisteme borçluyuz. Bu nedenle ayakta duruş dengesi, proprioseptif, vestibular ve visüel olarak çeşitli fizyolojik faktörlerden etkilendiği gibi motivasyon ve dikkat gibi psikolojik etkenlerden de etkilenir [9,10]. Ayakta duruş sırasındaki postural salınımlar, yaş ve cinsiyet denge yeteneğini etkileyen önemli faktörlerdendir. Vertigo, ağrı, inaktivite, kassal disfonksiyonlar ve ağırlık taşıyan eklemlerin instabilitesi ayakta durma dengesini azaltabilmektedir. Özellikle ağır işitme kayıplarının denge ve postural düzgünlük üzerindeki olumsuz etkileri kanıtlanmıştır [11].Çalışmamızda doğuştan ve sonradan oluşan işitme kaybının, ayakta duruş dengesine etkisini araştırdık. Elde ettiğimiz sonuçlar ışığında hareketsiz zeminde ve süreli olmayan denge testleri, gözler açık ve kapalı olarak tekrarlandığında başarılı olan grup, sağlıklı bireylerden oluşan III. grup olmuştur. Diğer gruplarla karşılaştırıldığında istatistiksel açıdan ileri düzeyde anlamlı bulunmuştur(p<0,001). Hareketli ve hareketsiz zeminlerde yapılan süreli testlerde ise ayakta duruş dengesini çok iyi bir şekilde koruyabilen grup yine sağlıklı olgular olmuştur. Bundan sonra sırayla sonradan işitme engeli olan bireyler ve en son olarak doğuştan işitme engelli bireyler daha kısa süre dengelerini koruyabilmişlerdir. Gözler kapalı olarak tekrarlanan testlerde başarı oranı düşerek dengede kalabilme süresi oldukça kısalmıştır. Gruplar arasında istatistiksel açıdan da anlamlı fark elde edilmiştir(p<0,001).
Literatürde sensori-nöral işitme kaybı olan 5-9 yaşlarındaki 34 çocukta vestibular fonksiyon ve statik denge yetenekleri arasında fark bulunurken cinsiyetler arası fark bulunamamıştır [12]. Okul öncesi dönemde olan ve ağır işiten çocuklarda ise fiziksel ve motor problemlerin de olduğu denge sağlamada erken yaşlarda geçirilmiş menenjitin rol oynayabileceği rapor edilmiştir [13]. Bir başka araştırmacı doğuştan işitme kaybı olan çocuklarla sağlıklı çocuklar arasında statik, dinamik ve rotasyonel denge profillerini incelemiş ve statik denge dışında dinamik ve rotasyonel denge sağlamada gruplar arasında önemli farklılıklar tespit etmiştir[14]. Bu araştırmadan farklı olarak kendi çalışmamızda statik ve dinamik denge yeteneğinde gruplar arasında bir fark bulunmuştur. Dengenin işitme kaybının oluştuğu yaşla ilişkisini inceleyen araştırmalar da yapılmış olup, özellikle sonradan işitme kaybı olan çocuklarda doğuştan işitme kaybı olan çocuklara göre dengelerini sağlamada daha başarılı oldukları bulunmuştur [15]. Bizim çalışmamızda da benzer sonuçlar elde edilmiştir.
Farklı düzlemlerden gelen dış uyaranların ve işitsel sinyallerin algılanması, vücudun buna cevap verilebilmesi denge yapılarının sağlıklı ve tam gelişmiş olmasına bağlıdır. Doğuştan işitme engelli bireylerde en önemli sorun, dışardan gelen uyaranları işitsel olarak algılayamadıkları için birbirleriyle bağlantılı olarak çalışan denge merkezlerinin fonksiyonel yetersizliğidir. Dolayısıyla visüel algılar, proprioseptörler ve antigravite kasları sağlıklı çalışsa bile vestibüler sistem fonksiyonlarının olmaması statik ve dinamik koşullarda ayakta durma dengesini tamamen olumsuz yönde etkilemektedir. Bununla beraber sonradan herhangi bir sebeple işitme kaybı olan bireylerde ise dışardan gelen işitsel sinyalleri belirli bir süre algıladıkları için vestibüler sistem ve denge yapıları arasındaki bağlantılarda fonksiyon bozukluğu mevcuttur. Sağlıklı bireylerde ise bahsedilen bu yapıların tamamı son derece iyi gelişmiştir. Bundan dolayıdır ki çalışmamızda hareketli ve hareketsiz zeminlerde ayakta durma denge süreleri açısından farklılıklar sağlıklı, işitme engeli olmayan III. grup lehine anlamlı bulunmuştur. Olguların spor yapma alışkanlıkları dikkate alındığında özellikle süreli denge testlerinde çalışmaya dahil edilen her iki grup işitme engellilerde spor yapanların lehine anlamlı sonuçların çıkması,sportif aktivitelerin işitme engelli çocukların fiziksel performans ve denge yeteneklerinin gelişmesinde olumlu katkısı olduğu tespit edilmiştir. Sportif alışkanlıklar, özellikle vestibüler koordinasyon yapılarının birbirleriyle uyumlu bir şekilde çalışabilme yeteneklerini arttırdığını literatürde birçok çalışmada görmek mümkündür. Bu bağlamda çalışmamızın bu sonucu literatürle uyum göstermiştir [12,16,17].
Mobilitenin temeli ayakta dik duruştur. Günlük yaşam aktivitelerinin düzgün ve kontrollü bir şekilde yapılabilmesi de mobilite ve denge ile yakından ilişkilidir. Bireylerin fonksiyonel olarak bağımsızlığı tüm vücut segmentlerinin sağlıklı çalışmasıyla mümkündür. Bu bağlamda işitme engelli çocukların rehabilitasyonuyla ilgilenen sağlık ekibinin rutin uygulamalarında mutlaka denge sistemlerini ayrıntılı olarak değerlendirip, denge yeteneklerini arttıracak tedavi yöntemlerinin işitme engelli çocukların rehabilitasyon programlarına ilave edilmesi gerektiği kanısındayız.
Kaynaklar
1) Topuz B. Kulak: Anatomi, fizyoloji, odyoloji, semptomlar, muayene. Ed. Bostancı İ; Kulak- Burun- Boğaz Hastalıkları Teşhis Tedavi. Basım Ajans Matbaa, Denizli, 1997; 11-13.
2) Gabell A, Simons MA. Balance coding. Physiotherapy 1982; 68: 286-8. [ Özet ]
3) Wolff DR, Rose J, Jones VK. Postural balance measurements for children and adolecents. J. Orthopedic Research 1998; 16: 271-5.
4) Siegel JC, Marchetti M, Tecklin JS. Age-related balance changes in hearing-impaired children. Phys. Ther. 1991; 71(3): 183-9. [ Özet ]
5) Slobounov SM, Newell KM. Dynamics of posture in 3-and 5 year-old children as a functional task constraints. Human Movement Science 1994; 13: 861-75.
6) Butterfield SA, Ersing WF. Influence of age, sex, hearing loss and balance performance by deaf children. Percept. Mot. Skills 1986; 62(2):659-63. [ Özet ]
7) Otman AS, Demirel H, Sade A. Kas kuvveti ve değerlendirme yöntemleri. Tedavi Hareketlerinde Temel Değerlendirme Prensipleri. HÜ. FTRY. Yayınları:16, Ankara 1995.
8) Handbook for the EUROFIT test of physical fitness. Council of Europe, comittee for the development of sport. Rome, Italy. Edigraf Editoriale Grafica. 1988.
9) Ekdahl C, Jarnlo GB, Andersson SI. Standing balance in healthy subjects. Scand J. Rehab. Med. 1989; 21(4): 187-95. [ Özet ]
10) Streepey JW, Angulo-Kinzler RM. The role of task difficult in the control of dynamic balance in children and adults. Hum. Mov. Sci. 2002. Oct;21(4): 423-38. [ Özet ]
11) Yuntunen J, Matikainen E, Ylikoski J, Ylikoski M, Vaheri E, Ojala M. Postural body sway and exposure to high-enegy impulse noise. Lancet. 1987; Aug: 2(8553): 261-4. [ Özet ]
12) Potter CN, Silverman LN. Characteristics of vestibular function and static balance skills in deaf children. Phys. Ther. 1984; 64(7): 1071-5. [ Özet ]
13) Geddes D. Motor development profiles of preschool deaf and hard-of-hearing children. Percept. Mot. Skills. 1978; 46(1): 291-4. [ Özet ]
14) Gayle GW, Pohlman RL. Comparative study of the dynamic, static, and rotary balance of deaf and hearing children. Percept. Mot. Skills 1990; 70(3): 883-8. [ Özet ]
15) Selz PA, Girardi M, Konrad HR. Vestibular deficits in deaf children. Otolaryngology. Head Neck Surg. 1996; 115(1): 70-7. [ Özet ]
16) Short FX, McCubbin J, Frey G. Cardio respiratory Endurance and Body Composition. The Brockport Physical Fitness Training Guide, Ed. Winnick JP, Short FX, Human Kinetics, 1999.(ISBN: 0-7360-0120-4)
17) Butterfield SA. Influence of age, sex, hearing loss and balance on development of running by deaf children. Percept. Mot. Skills. 1991; 73(2): 624-6. [ Özet ]