MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEMEDE RASTLANTISAL PARANAZAL SİNÜS PATOLOJİLERİNİN SIKLIĞI VE HASTA SEMPTOMLARI İLE İLİŞKİSİ
2Mustafa Kemal Üniversitesi, KBB AD, Hatay, Türkiye
3Mustafa Kemal Üniversitesi, Beyin Cerrahisi AD, Hatay, Türkiye
4Mustafa Kemal Üniversitesi, Nöroloji AD, Hatay, Türkiye
Özet
Amaç: Nörolojik ya da orbital hastalık ön tanıları ile beyin, hipofiz veya orbita MR'ı çekilen bir hasta populasyonunda prospektif olarak paranazal sinüs anomalliği sıklığını araştırdık.Yöntem ve Gereçler: Hastalar paranazal sinus anormallikleri ile ilişkili semptomlar varlığı açısından sorgulandı. Toplam 107 hastaya ait T2 ağırlıklı aksiyal MR kesitlerinde paranazal sinüs patolojisi varlığı araştırıldı. Bu sonuçların hasta semptomları ile korelasyonu araştırıldı.
Bulgular: En sık anormallik sırasıyla ön etmoid (% 12.1), arka etmoid (% 10.3), frontal (% 4.7), maksiller (% 4.7) ve sphenoid sinus (% 3.7) şeklinde saptandı. Klinik verilerin istatistiksel analizinde paranazal sinus semptom varlığı ile MR'da saptanan anormallik varlığı arasında ilişki saptanmadı.
Sonuç: Bu çalışmadan elde edilen bulgular ışığında, MR'da saptanan rastlantısal paranazal sinus patolojileri ile klinik semptomlar arasında ilişki yok denilebilir.
Giriş
Beyin manyetik rezonans (MR) görüntülemede tüm paranazal sinüsler inceleme alanına girmekte, bu nedenle radyoloji uzmanları paranazal sinüs anormalliklerini raporlarında rastlantısal patoloji olarak bildirmektedirler. Çeşitli toplumlarda, beyin manyetik rezonans (MR) ve bilgisayarlı tomografi (BT) tetkiklerinde rastlantısal paranazal sinüs patolojisi sıklığı % 24.7 - % 69 arasında bildirilmiştir [1-8]. Ancak bu patolojilerin sıklığı aynı toplumlarda dahi farklı olabilmektedir. Bunun nedeni iklimsel ve coğrafi farklılıklara bağlanmıştır. Ayrıca hava kirliliği düzeyinin de etkili olabileceği vurgulanmıştır [2,9,10].Yanıtlanmaya çalışılan bir başka soru ise rastlantısal olarak bulunan bu patolojilerin hastalık semptomları ile ne kadar uyumlu olduğudur. Yapılan çalışmalarda, kronik sinüzitli hastalarda BT'de saptanan hastalık skoru ile sinüzit klinik şiddet skoru arasında uyumluluk saptanamamıştır [11,12]
Bu çalışmada, çeşitli nedenlerle (nörolojik hastalıklar ya da orbital patolojiler) çekilen MR tetkiklerinde rastlantısal paranazal sinüs patolojisi sıklığının ve bu patolojilerin hasta yakınmaları ile ilişkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
Yöntem ve Gereçler
Prospektif olarak planlanan bu çalışmaya yaşları 16 ile 83 arasında değişen (ortalama: 43.2 ± 18.8 ) 52 erkek, 55 bayan toplam 107 hasta alınmıştır. Ağustos-Ekim 2006 arasında beyin (100 hasta), hipofiz (6 hasta), ve orbita (1 hasta) MR tetkikleri yapılan hastaların frontal, maksiller, ön etmoid, arka etmoid ve sfenoid sinüsleri mukozal kalınlaşma açısından incelenmiştir. T2 ağırlıklı kesitlerde, en az 3 mm ve üzeri hiperintens görünümler mukozal kalınlaşma olarak kabul edilmiştir. MR'de mukozal patoloji varlığına göre hastalar pozitif ve negatif olarak iki gruba ayrılmıştır. Akut üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren, öyküsünde alerjisi olan hastalar ile sinüs içerisinde retansiyon kisti ya da hava-sıvı seviyesi saptanan hastalar çalışmaya alınmamıştır. Tüm çekimler 0.2 T Siemens MR cihazı (Siemens, Magnetom Concerto, Germany) ile yapılmıştır.Hastalar radyolojik bulgular hakkında bilgisi olmayan bir Kulak Burun Boğaz uzmanı tarafından 1. Burun tıkanıklığı, 2. Yüz ağrısı ve basınç hissi, 3. Burun akıntısı, 4. Geniz akıntısı 5. Hapşırma ve aksırma yakınmaları açısından sorgulanmış ve muayene edilmişlerdir. Bu sorulardan en az birine olumlu cevap veren olgular semptomatik, tüm sorulara olumsuz cevap veren olgular asemptomatik olarak kabul edilmiştir. Mukozal kalınlaşma ile yakınma arasındaki ilişki ki- kare testi ile istatistiksel olarak araştırılmıştır. p < 0.05 değerler istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
Tüm hastalar çalışma hakkında bilgilendirilmiş ve etik kurul onayı alınmıştır.
Bulgular
Toplam 107 hastanın 20'sinde (14 erkek, 6 bayan) (% 18.7) mukozal kalınlaşma saptandı. Beş (% 4.7) hastada frontal, 5 (% 4.7) hastada maksiller, 13 (% 12.1) hastada ön etmoid, 11 (% 10.3) hastada arka etmoid ve 4 (% 3.7) hastada sfenoid sinüste mukozal kalınlaşma bulundu (Resim 1, Resim 2). Mukozal patoloji saptanan 20 hastanın 7'sinde (% 35) bir sinüs, 11'inde (% 55) iki sinüs, 1'nde (% 5) üç sinüs, 1'inde ise (% 5) tüm sinüsler tutulmuştu.
Büyütmek İçin Tıklayın |
Resim 1: 46 yaşında asemptomatik erkek hastanın beyin MR tetkikinde, T2 ağırlıklı aksiyal kesitte sağ maksiller sinüste totale yakın havalanma kaybına yol açan mukozal patoloji izleniyor. Ayrıca sol maksiller sinüste periferik mukozal kalınlaşma eşlik ediyor. |
Büyütmek İçin Tıklayın |
Resim 2: 26 yaşında semptomatik kadın hastanın beyin MR tetkikinde, T2 ağırlıklı aksiyal kesitte bilateral ön-arka etmoid ve sfenoid sinüslerde yaygın mukozal patoloji izleniyor. |
Hastaların 43'ü (% 40.2) semptomatik, 64'ü (% 59.8) asemptomatik bulundu. Mukozal kalınlaşma saptanan 20 hastanın 11'i (% 55) semptomatik, 9'u (% 45) asemptomatikti. Mukozal kalınlaşma saptanmayan 87 hastanın 32'si ise (% 36.8) semptomatik, 55'i (% 63.2) asemptomatik bulundu. Asemptomatik ve semptomatik grupta her bir sinüs için mukozal patoloji sıklığı Tablo 1'de gösterilmiştir. Bu bulgulara göre mukozal kalınlaşma ile semptom varlığı arasında istatistiksel anlamlı ilişki saptanmamıştır (p= 0.205).
Tartışma
Sinüzit subjektif yakınmaları bulunan ancak bu yakınmaların her zaman paranazal sinüslerin gerçek durumunu yansıtmadığı bir hastalıktır. Ayrıca pek çok sinüzit yakınması komplike olmayan üst solunum yolu enfeksiyonlarının yakınmalarıyla ile örtüşmektedir. Bu çalışmada, çeşitli nedenlerle çekilen MR tetkiklerinde paranazal sinüslerdeki rastlantısal mukozal patoloji sıklığı ve bu patolojiler ile semptom varlığı arasındaki ilişki araştırılmıştır.Çeşitli toplumlarda rastlantısal paranazal sinüs patolojilerini saptamak için BT ve MR tetkiklerinden yararlanılmış [1-8] ve bu tetkikler arasında patoloji sıklığı açısından farklılıklar olduğu bildirilmiştir [2,4,5,7,8]. Beyin, hipofiz ve orbitanın MR incelemelerinde paranazal sinüslerin tümü inceleme alanına girmekte, ancak beyin BT tetkikinde maksiller sinüslerin bir kısmı inceleme alanı dışında kalabilmektedir. Bu nedenle MR'de saptanan bulgular daha güvenilirdir. Ayrıca paranazal sinüs patolojilerinin saptanmasında MR duyarlılığı oldukça yüksektir ve T2 ağırlıklı MR sekansının mukozal inflamasyon saptanmasında beyin BT ye üstün olduğu bildirilmiştir [13,14].
Etmoid sinüslerin nazal siklustan etkilendiği bilinmektedir. Zinreich ve ark. [15] T2 ağırlıklı MR görüntülerinde fizyolojik nazal siklus hiperintensitelerinin inflamatuar mukoza değişiklikleri ile benzer görünüm özelliklerine sahip olduklarını bildirmişlerdir. Ayrıca fizyolojik etmoidal ödem yaygın ya da sınırlı bir alanda olabildiği gibi çift taraflı ve/veya tek taraflı da olabilmektedir [6,15]. Rak ve ark. [6], beyin MR çekilen 15 yaş üzeri 128 kişilik bir grupta, 3 mm ve altında mukozal kalınlaşma ile semptom varlığı arasında bir ilişki bulamamışlar, ancak 3 mm kalınlığın üzerindeki mukozal kalınlaşmaların önemli olabileceğini bildirmişlerdir. Bu nedenle çalışmamızda 3 mm ve üzeri kalınlaşmalar mukozal patoloji olarak kabul edilmiş, buna rağmen yakınmalarla mukozal kalınlaşma arasında ilişki saptanamamıştır. Yapılan pek çok çalışmada da kronik sinüzitli hastalarda oluşturulan klinik şiddet skoru ile BT'de elde edilen sinüzit şiddet skorları arasında paralellik saptanamamıştır.[11,12] Bu açıdan çalışmamızda elde ettiğimiz bulgular literatür verileri ile uyumludur.
Çalışmamızda mukozal kalınlaşma en sık ön etmoid (% 12.1) hücrelerde saptandı. Bunu sırasıyla arka etmoid (% 10.3) hücreler, maksiller (% 4.7), frontal (% 4.7) ve sfenoid sinüsler (% 3.7) izlemekteydi. Sinüs patolojisi sıklığı literatürdeki diğer çalışmalara göre ortalama yarı yarıya düşük bulundu (2,3,7). Ancak bu çalışmalarda, görülebilen her mukozal kalınlaşma patolojik olarak kaydedilmiştir. Bizim çalışmamızda paranazal sinüs patolojisi sıklığının daha düşük bulunması, 3 mm altındaki değişikliklerin negatif kabul edilmiş olmasına bağlı olabilir. Etkilenen sinüs sıklığı sıralaması ise daha önceki çalışmalarla oldukça uyumlu bulunmuştur [7,8,16].
Çalışmamızda, frontal sinüs için mukozal kalınlaşma sıklığı semptomatik (% 4.7) ve asemptomatik grupta (% 4.7) eşit bulunmuştur. Ancak diğer sinüsler için semptomatik grupta mukozal kalınlaşma sıklığı asemptomatik gruptaki mukozal kalınlaşma sıklığından en az iki kat daha yüksek bulunmuştur.
Sonuç olarak, bizim bulgularımıza göre; 1. Çeşitli nedenlerle MR tetkiki yapılan 107 hastanın 20'sinde (% 18.7) paranazal sinüs mukozal anormallikleri görülmektedir. 2. MR'de rastlantısal olarak saptanan bu anormallikler hasta yakınmaları ile ilişkili bulunmamıştır. Bu nedenle radyolojik görüntüleme yöntemleri ile rastlantısal olarak saptanan bu anormalliklerin raporlarda yer alması, ancak sinüzit olarak rapor edilmemesi daha doğru bir yaklaşım olarak görülmektedir. 3. Frontal sinüs dışındaki sinüslerde var olan raslantısal mukozal anormallikler daha fazla sıklıkta yakınmaya neden olmaktadır.
Kaynaklar
1) Maly PV, Sundgren PC. Changes in paranasal sinus abnormalities found incidentally on MRI. Neuroradiology 1995; 37: 471-474. [ Özet ]
2) Havas TE, Motbey JA, Gullane PJ. Prevelance of incidental abnormalities on computed tomographic scans of the paranasal sinuses. Arch otolaryngol Head Neck Surg 1998; 114: 856-859. [ Özet ]
3) Moser FG, Panush D, Rubin JS, Honigsberg RM, Sprayregen S, Eisig SB. Incidental paranasal sinus abnormalities on MRI of the brain. Clin Radiol 1991; 43: 252-254. [ Özet ]
4) Patel K, Chavda SV, Violaris N, Pahor AL. Incidental paranasal sinus inflammatory changes in a British population. J Laryngol Otol 1996; 110: 649-651. [ Özet ]
5) Tarp B, Fiirgaard B, Christensen T, Jensen JJ, Black FT. The prevelance and significance of incidental paranasal sinus abnormalities on MRI. Rhinology 2000; 38: 33-38. [ Özet ]
6) Rak KM, Newell JD, Yakes WF, Damiano MA, Luethke JM. Paranasal sinuses on MR images of the brain: significance of mucosal thickening. American J Roentgenol 1991; 156: 381-384. [ Özet ]
7) Lim WK, Ram B, Fasulakis F, Kane KJ. Incidental magnetic resonance image sinus abnormalities in asymptomatic Australian children. J Laryngol Otol 2003; 117: 969-972. [ Özet ]
8) Diament MJ, Senac MO, Gilsanz V, Baker S, Gillespie T, Larsson S. Prevalence of incidental paranasal sinuses opacification in pediatric patients: A CT sdudy. J Comp Assist Tomogr 1987; 11: 426-431. [ Özet ]
9) Calhoun KH, Waggenspack GA, Simpson CB, Hokanson JA, Bailey BJ. CT evaluation of the paranasal sinuses in symptomatic and asymptomatic populations. Otolaryngol Head Neck Surg 1991; 104: 480-483. [ Özet ]
10) Conner BL, Roach ES, Laster W, Georgitis JW. Magnetic resonance imaging of the paranasal sinuses: frequency and type of abnormalities. Ann Allergy 1989; 62: 457-460. [ Özet ]
11) Hwang PH, Irwin SB, Griest SE, Caro JE, Nesbit GM. Radiologic correlates of symptom-based diagnostic criteria for chronic rhinosinusitis. Otolaryngol Head Neck Surg 2003; 128: 489-496. [ Özet ]
12) Basu S, Georgalas C, Kumar BN, Desai S. Correlation between syptoms and radiological findings in patients with chronic rhinosinusitis: an evaluation study using the Sinonasal Assessment Questionnaire and Lund-Mackay grading system. Eur Arch Oto-rhino-laryngol Head Neck 2005; 262(9): 751-754 [ Özet ]
13) Shapiro MD, Som PM. MRI of the paranasal sinuses and nasal cavity. Radiol Clin North Am 1989; 27: 447-475. [ Özet ]
14) Gordts F, Clement PA, Destryker A, Desprechins B, Kaufman L. Prevalence of sinusitis signs on MRI in a non-ENT paediatric population. Rhinology 1997; 35: 154-157. [ Özet ]
15) Zinreich SJ, Kennedy DW, Kumar AJ, Rosenbaum AE, Arrington JA, Johns ME. MR imaging of normal nasal cycle: comparison with sinus pathology. J Comput Assist Tomogr 1988; 12: 1014-1019. [ Özet ]
16) Wani MK, Ruckenstein MJ, Parikh S. Magnetic resonance imaging of the paranasal sinuses: incidental abnormalities and their relationship to patient symptoms. J Otolaryngol 2001; 30: 257-262. [ Özet ]