KBB-Forum 2007 , Cilt 6 , Sayı 1

İKİ YILLIK OTOPLASTİ DENEYİMİ VE SONUÇLARIMIZ

Dr. Hakan CINCIK, Dr. Evren ERKUL, Dr. Engin ÇEKİN, Dr. Salim DOĞRU, Dr. Atila GÜNGÖR, Dr. Ethem POYRAZOĞLU, Dr. Hasan CANDAN
GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi, Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye

Özet

Amaç: Kepçe kulak deformitesinin kozmetik sonuçlarını iyileştirmek ve komplikasyon oranlarını düşürmek için çok sayıda teknik tarif edilmiştir. Amacımız anterior çentiklemeyi bir törpü yardımıyla yaptığımız ve matris sütür ile sağlamlaştırdığımız otoplasti sonuçlarımızı ve deneyimimizi paylaşmaktır.

Yöntem: Onaltı hastanın 32 kulağına otoplasti yapıldı. Olguların hepsi erkekti. Sekiz yaşındaki bir olgu hariç tüm olguların yaşları 18'den büyüktü. Bütün olgulara psikiyatri konsültasyonu alındı. Bir olgu genel, diğerleri lokal anestezi ile opere edildi. Tüm olgularda kulak arkasından kum saati şeklinde cilt çıkarıldıktan sonra üst uçta kıkırdakta 0,5 cm'lik kesi oluşturularak ön yüze geçildi ve subperikondral planda törpü ile kıkırdak daha esnek hale getirildi. Bunu takiben kıkırdak antiheliks oluşacak şekilde matris sütür ile desteklendi. Konkal kartilajı büyük olan olgularda kartilaj eksizyonu veya konka mastoid sütür yöntemleri kullanılarak rekonstüriksiyon yapıldı. Cilt kapatıldıktan sonra kulağa baskılı bandaj uygulandı.

Bulgular: Postoperatif major komplikasyon (%9,3) olarak bir kulakta hematom oluştu, bir kulakta sütürler cilt altından dışarı çıktı ve bir olgunun iki kulağı arasında asimetri oluştu. Hematom iğne aspirasyonu ile tedavi edildi, sütürleri cilt altından çıkan ve asimetri olan olgular reopere edildi. Hastaların geri kalanı sonuçtan memnundu. Hiçbir olguda cilt nekrozu, enfeksiyon ve ön tarafta görünür kartilaj düzensizliği gözlenmedi.

Sonuç: Otoplasti hasta ve doktor için tatmini fazla olan bir operasyondur. Amaç düzgün kontürlü simetrik kulaklar oluşturmaktır, bu nedenle tek bir teknik yerine kombine edilmiş teknikler kullanılmalıdır. Biz otoplastide kıkırdağı inceltmek ve çentiklenmeyi sağlamak için törpü kullandık ve sonuçlarımız tatminkardı.

Giriş

Kepçe kulak deformitesi insidansı beyaz ırkta % 5 olup, otozomal dominant geçiş gösterir ve genelde iki defektin kombinasyonu ile oluşur. Bunlar antiheliksin yetersiz gelişimi ve konkanın aşırı gelişmesidir [1]. Kulağın saç ile kapatılabilmesi, fonksiyonel bir eksiklik yaratmaması ve estetik amaçlı olması nedeniyle az sayıda olgu, ileri yaşlarda doktora müracaat etmektedir. Yüzün görünen kısmında yer alması nedeniyle özellikle okul yaşı gelen çocuklar, diğer çocukların rahatsız edici şakalarına maruz kalırlar ve bu da psikolojik problemlere neden olabilir. Bradbury ve ark (1992) olgularının %10'unun operasyon öncesi bir psikiyatrist tarafından konsülte edildiğini bildirmişlerdir [2].

Kepçe kulak terimi aslında birden fazla anomaliyi, tek tek veya aynı anda içermektedir. Adamson ve ark (1991) [3] olgularının %90'ında konkal protrüzyon ve antihelikal deformitenin birlikte olduğunu, Vuyk (1997)[4], opere ettiği 80 kulağın 77'sinde antiheliksin gelişmediğini, 78'inde konkanın, 18'inde ise lobülün aşırı geliştiğini bildirmiştir. Bu anomalileri düzeltmek için çok sayıda teknik ortaya konmuştur. Operasyon teknikleri konkaya yönelik, lobule yönelik ve antiheliks oluşturan teknikler olup bu teknikler kombine edilebilir [5,6].

Biz de anterior çentiklemeyi küçük bir kartilaj insizyonu yardımıyla arkadan öne geçerek törpü ile yaptık, kıkırdağın incelmesini sağladıktan sonra da sütür ile antiheliksi oluşturduk. Bu teknikle düzeltilen kepçe kulak deformiteli olgulardan elde ettiğimiz deneyimleri literatür eşliğinde tartıştık.

Yöntem ve Gereçler

Kliniğimize 2003-2005 yılları arasında kepçe kulak deformitesi nedeniyle opere edilen 16 olgunun 32 kulağı değerlendirildi. Olguların 15`i 18 yaş üstünde olup biri 8 yaşındaydı. Tüm olgularımızdan ayrıntılı anamnez alındı. Hipertrofik skar eğilimleri, kollajen vasküler ve konnektif doku hastalıkları özellikle sorgulandı. Fizik muayenede iki taraf için ayrı ayrı aurikülomastoid açı ve heliksten mastoide olan mesafe değerlendirildi. Fotodökümentasyon için olguların preoperatif, postoperatif birinci hafta ve 1.ay fotoğrafları çekildi.

Cerrahi yöntem: Çocuk olgu hariç bütün olgular lokal anestezi altında opere edildi (Resim 1). Operasyondan 30 dk önce 5 mg midazolam IM olarak uygulandı. Ortalama 10 mg lidokain ve 1/1000'lik adrenalin içeren lokal anestezik madde ile kulak çepeçevre anestezi edildi. Uygulamadan 10 dakika sonra antiheliks olarak planlanan bölgede cilt metilen mavisi ile işaretlendi. Aurikulanın arka kısmında, sayvan serbest kenarı ve retroauriküler sulkusa bir cm'den fazla yaklaşmamak kaydıyla yaklaşık 3-4 cm'lik insizyon yapılarak cilt kum saati şeklinde çıkarıldı. Auriküler kartilaj üst tarafının yaklaşık 0,5 cm aşağısında kıkırdağa 0,5 cm'lik insizyon yapılarak subperikondral planda ön yüze geçildi. Elevatör yardımıyla burada subperikondrial bir boşluk oluşturuldu ve törpü ile antihelikse paralel anterior çentiklemeler yapıldı. Bunu takiben 5/0 polypropylene monoflament iplik ile horizontal matris sütür atılarak antiheliks olusturuldu (Resim 2). Konkal kartilajın geniş ve derin olduğu olgularda konkamastoid sütür veya konkal kartilajın lateral kısmından kartilaj eksizyonu yapıldı. Sütürlerin kıkırdak ve ön yüzdeki perikondriyumdan geçmesine, ancak ciltten geçmemesine dikkat edildi. Cilt de aynı sütür materyali ile kapatıldı. Mupirocin %2 krem emdirilmiş tamponlar sayvanın ön yüzünde yeni oluşturulan antihelikse ve postauriküler sulkusa destek olacak şekilde yerleştirildi. Bu şekilde olası hematom engellenmeye çalışıldı. Tüm olgularda postoperatif 2. gün sargılar açıldı ve yara değerlendirildi. Baskılı pansumana 7 gün daha devam edildi, sonra cilt sütürleri alındı. Baskılı bandaj sonlandırıldıktan sonra, hastalara 3 hafta boyunca geceleri yatarken tenisci bantları kullanmaları önerildi. Hastalarımızın hepsine bir hafta süreyle antibiyoterapi (oral ampisilin sulbaktam veya sefuroksim aksetil) uygulandı.


Büyütmek İçin Tıklayın
Resim 1: Çocuk olgu preoperatif görünüm (a), postoperatif 1. ay görünümler (b,c,e,f) ve ön yüzden 2 yıl sonraki görünüm (d).


Büyütmek İçin Tıklayın
Resim 2: Kulağın metilen mavisiyle işaretlenmiş hali (a ve b), postauriküler insizyon (c), elevatörle auriküler kartilajın ön kısmının subperikondrial elevasyonu (d ve e), matris sütür (f), sütürasyon sonrası önden görünüm (g), postauriküler cilt sütürasyonu (h) ve kulağın son halinde heliksten mastoide olan mesafenin ölçülmesi (i).

Bulgular

Olgularımızın hepsi erkekti ve yaş ortalaması 19,1 (8-24) idi. Tüm olgularımıza psikiyatri konsültasyonu alındı ve hastalarımızın 2 tanesinde çocukluk döneminde anksiyete düzeyinde bozukluk yapacak derecede psikolojik problemlerinin olduğu öğrenildi. Çocuk olguda psikopatoloji yoktu ama kulaklarının düzeltilmesini istiyordu. Olguların hepsindeki asıl problem antiheliks yokluğu idi. Konkanın geniş ve derin oluşuna veya bunların kombinasyonuna bağlı olarak sayvanda kepçe görünümü olan 5 olgu vardı (Resim 3). Bunların 2'sinde konkamastoid sütür ile rekonstrükte edilirken, 3'ünde konkal kartilaj kısmen çıkarıldı. Konkal kartilajın kısmen çıkarıldığı bir olguda ön yüzde oluşan cilt fazlalığı kötü bir görünüm oluşturdu, bunu önlemek için konkal kartilajın ön yüzü subperikondriyal olarak dış kulak yolu girişine kadar eleve edildi ve fazlalık cilt bu bölgeye yayıldı. Olguların ortalama takip süresi 7 ay olup en kısa 3 ay ve en uzun (çocuk olgu) 2 yıl takip edilmiştir.


Büyütmek İçin Tıklayın
Resim 3: Hem antiheliks yokluğu, hem de geniş ve derin konka deformiteli bir olgunun preoperatif (a,b,c) ve postoperatif (d,e,f) görünümleri, hafif lobül öne doğru protrüzedir.

Major komplikasyon (nekroz, enfeksiyon, hematom) oranımız 32 kulaklık serimizde 3'dür (%9,3), bu komplikasyon bir kulakta hematomdu (Resim 4) ve her hangi bir deformiteye sebep olmaksızın iğne aspirasyonu ile tedavi edildi. Bir olgumuzda iki kulağın simetrik düzeltilememesine bağlı kozmetik sonuç yetersizliği nedeniyle (Resim 5), diğer bir olguda da postoperatif dördüncü haftada sütürlerin ciltden dışarı çıkması nedeniyle unilateral revizyon otoplasti yapıldı. Revizyon otoplasti yapılma oranı %6,2 (kulak sayısına göre) dir. Toplam 5 kulakta minör komplikasyon (%15,5) gelişti. Bunlar bir olguda tek, bir olguda iki taraflı olarak lobülün öne doğru minimal protrüze olması (Resim 3), ve iki olguda birinde posteriordan diğerinde anteriordan prolen sütürlerin bazılarının mavi reflesinin görülmesidir (Tablo 1).


Büyütmek İçin Tıklayın
Resim 4: Tek taraflı hematom gelişen bir olgu.


Büyütmek İçin Tıklayın
Resim 5: Postoperatif asimetri devam eden olgu.

Tablo 1: Postoperatif Komplikasyonlar (n:32).

Otoplasti ile amaçladığımız sonuç; kulaklar arasındaki simetrinin ve doğal görünümün oluşması (Resim 6), karşıdan bakışta heliksin antiheliks arkasında görülmesi (Resim 7), sayvan ile mastoid cildi arasındaki mesafenin 2 cm'nin altında olması (Resim 8), aurikülosefalik açının 30 derecenin altında olması, kulak arkası sulkusun aşırı şekilde oblitere edilmemesi ve skafakonkal açının 90 derece civarında olmasıydı (Resim 9). Bu sonuç revizyon yaptığımız iki olgu hariç, 14 hastada ilk operasyonla elde edildi.


Büyütmek İçin Tıklayın
Resim 6: Olgunun preoperatif (a,e), hemen operasyon sonrası (b,f), postoperatif 1 hafta (c,g) ve 1.ay (d,h) görünümleri.


Büyütmek İçin Tıklayın
Resim 7: Preoperatif ve postoperatif 1.hafta heliks antiheliks ilişkisi.


Büyütmek İçin Tıklayın
Resim 8: Kulak arkası sulkusun Preoperatif (a,c) ve postoperatif (b,d) 1.hafta da ki görünümleri ve olgunun önden görünümleri.


Büyütmek İçin Tıklayın
Resim 9: Preoperatif ve postoperatif aurikulosefalik açı.

Tartışma

Kepçe kulak deformitesi, yüzün görünen kısmında yer aldığı için dikkat çekici bir problemdir ve günümüze dek bunu düzeltmek için çok sayıda teknik geliştirilmiştir. Operasyon teknikleri konkaya, lobüle ve antiheliks oluşturmaya yönelik olup bu tekniklerin kombinasyonları da kullanılabilir [5,6]. En sık kullanılan teknik “klasik konkal setback tekniği” olarak da adlandırılan Furnas (1968) tekniğidir. Bu teknikte mastoid periostunu da içerecek şekilde geniş olarak kulak arkası açılmakta ve konkal kıkırdak ile mastoid periostu arasına kalıcı sütürler atılarak, konka posterosüperior ve mediale çekilmektedir. Ancak büyük bir insizyonun kullanılması ve çok sütür atılması postoperatif sütür komplikasyonlarını artırmaktadır [7].

En sık görülen deformite antiheliks yokluğu olduğundan en çok da bununla ilgili teknikler tanımlanmıştır [4,8]. Bu deformiteyi düzeltmeye yönelik olarak sütür, anterior çentikleme ve insizyon teknikleri olarak üç ana yöntem sıklıkla kullanılmaktadır [9]. Sütür tekniklerinden en bilineni Mustarde`ın “matris sütür” tekniğidir [10]. Chongchet ve Stenström anterior çentiklemeyi önerirler. Burada temel mekanizma kostal kıkırdaklarda bir tarafı çentiklendiğinde karşı tarafa doğru bükülmenin meydana gelmesidir [11,12]. Biz de hem kartilajı zayıflatmak, hem de zayıflayan kıkırdağa destek olmak için anterior çentikleme ve matris sütür tekniğini birlikte kullandık. Ön yüzde subperikondriyal planda törpü ile kıkırdağı inceltik. Diseksiyon planını subperikondral olarak gerçekleştirdik ve böylece ciltte oluşabilecek renk değişikliği ve hematom riskini azaltmaya çalıştık. Yalnızca bir olgunun tek kulağında hematomla karşılaştık. Anterior çentiklemenin avantajlarından birisi kalın kıkırdaklı kulaklarda uygulanabilmesidir, çünkü kıkırdak kalınlığı azaltılarak daha esnek hale getirilmekte ve istenen ölçüde bükülme sağlanmaktadır.

Chongchet sayvan arka yüzüne, iki taraflı perikondriumu da içerecek ve antiheliksi oluşturacak şekilde uzunlamasına transkartilajinöz insizyonlar yapmış ve ön yüze geçerek perikondriuma ve kısmen de kartilajda antihelikse paralel çentiklemeler yapmıştır. Ancak bu teknikte kesiye bağlı keskin kenarlar görülebilmektedir [11].

Konkal ve antihelikal problemler bir arada ise öncelikle konkal cerrahinin, sonra helikal cerrahinin yapılması önerilmektedir [13]. Bizim olgularımızın hepsinde antiheliks, yoktu ayrıca 5'inde geniş ve derin konka deformitesi ile antiheliks yokluğu bir aradaydı. Bu olgularda konkamastoid sütür konulacaksa önce antiheliks oluşturuldu, sonra konkamastoid sütürler konuldu. Ancak konkal kartilaj eksizyonu planlanıyorsa önce eksizyon yapıldı, sonra antiheliks oluşturuldu. Konkal eksizyonun medyal kısımdan yapılmasını öneren cerrahlar da vardır [14,15]. Fakat biz bu işlemi lateralden uyguladık. Bunun dezavantajı konkal kartilaj eksizyonu sonrası cilt fazlalığının oluşması ve bu fazlalığın da o bölgede kıvrılarak kötü bir görünüm yaratmasıdır. Bunu önlemek için konkal kartilajın ön yüzünden dış kulak yolu girişine kadar cilt altı serbestleştirildi ve fazlalık öne doğru yayıldı.

Beşyüzaltmişiki olguluk bir seri incelendiğinde yeni başlayan cerrahlarda deformitenin tekrarlaması, kötü şekil ve enfeksiyon gibi komplikasyonlara %20 gibi yüksek oranda karşılaşılmış, tecrübeli cerrahlarda bu oranın % 9 olduğu görülmüştür. Sonuçların tatmin edici olmayışının nedeni %73,4 olguda operasyonun dizaynı, %26,6 olguda cerrahi tekniğin kötü olmasıdır. En sık karşılaşılan komplikasyonun rezidüel deformite nedeniyle hasta tatminsizliği (%8) olduğu saptanmıştır [16]. Bizim major komplikasyon oranımız 32 kulaklık olgu serimizde 3'dür (%9.3), bu da 2 (% 6,2) olguda reoperasyon, 1 olguda da hematomun iğne aspirasyonlarıyla tedavi edilmesinden sonra tam olarak düzelmiştir.

Otoplasti sonrasında ilk 14 gün içinde ortaya çıkan komplikasyonlar erken komplikasyonlar olarak kabul edilmektedir. En sık karşılaşılan erken komplikasyon hematom ve enfeksiyondur [17]. Bizim bir olgumuzun tek kulağında hematom gelişti ve hiç bir olguda enfeksiyon olmadı. Sütür atılımı ve estetik komplikasyonlar geç komplikasyonları olusturmaktadır. Bir olgumuzda matris sütürler dördüncü haftada tek kulakta cilt dışına çıktı. Sütür atılımları cerrahi revizyonu gerektirir ve biz de bu olgumuza revizyon uygulayarak istenilen sayvan görüntüsünü tekrar sağladık. Ayrıca iki olgunun tek kulağında sütürlerin mavi reflesi dışardan görülmekteydi, ancak bu olgular reopere edilmedi. Bu reflenin olmaması için sütürler sayvan ön yüz cildine fazla yakın geçilmemelidir. Postoperatif pansumanlarla olguların günlük kontrollere gelmeleri olabilecek erken dönem komplikasyonları minimale indirmektedir.

Sonuç olarak otoplasti hasta ve doktor tatmini fazla olan bir operasyondur. Amaç düzgün kontürlü simetrik bir kulak oluşturmaktır, bu nedenle tek bir teknik değil her kulağa ayrı bir teknik, hatta aynı kulakta bu tekniklerin kombinasyonları kullanılmalıdır. Bizde otoplastide kıkırdağı inceltmek ve çentiklenmeyi sağlamak için törpü kullandık ve sonuçlarımız tatminkardı.

Kaynaklar

1) Adamson PA, Strecker HD. Otoplasty techniques. Facial Plast Surg 1995; 11: 284-300. [ Özet ]

2) Bradbury ET, Hewison J, Timmons MJ. Psychological and social outcome of prominent ear correction in children. Br J Plast Surg 1992; 45: 97-100. [ Özet ]

3) Adamson PA, McGraw BL, Tropper GJ. Otoplasty: Critical review of clinical results. Laryngoscope 1991; 101: 883-888. [ Özet ]

4) Vuyk HD. Cartilage-sparing otoplasty: a review with long-term results. J Laryngol Otol 1997; 111: 424-30. [ Özet ]

5) Campbell AC. Otoplasty. Facial Plast.Surg 2005; 21(4): 310-316. [ Özet ]

6) Janis JE, Rohrich RJ, Gutowski KA. Otoplasty. Plast Reconstr Surg 2005; 115(4): 60-72. [ Özet ].

7) Furnas DW. Correction of prominent ears by concha-mastoid sutures. Plast Reconstr Surg 1968; 42: 189-193. [ Özet ]

8) Rubino C, Farace F, Figus A, Marsa DR. Anterior scoring of the upper helical cartilage as refirement in aesthetic otoplasty. Aesthetic Plast Surg 2005; 29(2): 88-93. [ Özet ]

9) Stucker FJ, Vora NM, Lian TS. Otoplasty: an analysis of technique over a 33 –year period. Laryngoscope 2003; 113(6): 952-956. [ Özet ]

10) Mustarde JC. The treatment of prominent ears by buried mattress sutures: a ten year survey. Plast Reconstr Surg 1967; 39: 382-6. [ Özet ]

11) Chongchet V. A method of antihelix reconstruction. Br J Plast Surg 1963; 16; 268-272. [ Özet ]

12) Stenström SJ. A “natural” technique for correction of congenitally prominent ears. Plast Reconstr Surg 1963; 32; 509. [ Özet ]

13) Burres S. The anterior-posterior otoplasty. Arch Otolaryol Head Neck Surg 1998; 124: 181-185. [ Özet ]

14) Small A. Prevention of meatal stenosis in conchal setback otoplasty. Laryngoscope 1975; 85: 1782-1784. [ Özet ]

15) Beasley NJP, Jones NS. Otoplasty: the problem of the deep conchal bowl. J Laryngol Otol 1996; 110: 864-868. [ Özet ]

16) Calder CJ, Naasan A. Morbidity of otoplasty: a review of 562 consecutive cases. Br J Plast Surg 1994; 47: 170-174. [ Özet ]

17) Weerda H, Siegert R. Complications in otoplastic surgery and their treatment. Facial Plast Surg 1994; 10: 287-297. [ Özet ]