TONSİLLEKTOMİ VE ADENOTONSİLLEKTOMİ YAPILAN HASTALARIN ENDİKASYON, KOMPLİKASYON, POSTOPERATİF SONUÇLAR VE BEKLENTİ – SONUÇ İLİŞKİLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
1Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, Hatay, Türkiye2Kırıkhan Devlet Hastanesi, Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, Hatay, Türkiye Amaç: Bu çalışmanın amacı, tonsillektomi ve adenotonsillektomi yapılan çocuk hastaların erken ve geç dönem postoperatif sonuçları ile ailelerinin ameliyat sonrası düşüncelerini araştırmak; bulguları hedef – sonuç ilişkisinde değerlendirmektir.
Hastalar ve Metod: Çalışmaya Eylül 2008 ile Ekim 2011 tarihleri arasında kliniğimizde tonsillektomi ve adenotonsillektomi yapılan 34'ü erkek(%52.3), 31'i kız(%47.7) olmak üzere 65 çocuk hasta dahil edildi. Hastaların preoperatif yaş ortalaması 7.09±2.30 (min. 4, maks. 13) idi. 11 tanesi (%16.9) kronik/hipertrofik tonsillit, geri kalan 54 tanesi (%83.1) ise adenoid vejetasyon ile birlikte kronik/hipertrofik tonsillit tanısı bulunan çocuklar arasından rastgele seçilerek oluşturuldu. Kontrol amaçlı çağırılan tüm hastaların anamnezleri ve postoperatif şikayetleri anne/babalarından alındı. Çoktan seçmeli ve/veya ucu açık 19 kalem soruyu cevaplamaları istendi. Cevapların ardından hastaların muayeneleri yapılarak son klinik bulguları not edildi.
Bulgular: Postoperatif takip süresi ortalama 15.18±7.4 ay(min. 1 – maks. 36) idi. Ameliyatın bizim hastanemizde yapılması için verilen kararda en etkili faktör %55.4 ile fakülte olması iken, bu ameliyata karar verinceye kadar başvurulan KBB uzmanı sayısının ortalama 2.55±1.87 (min. 1 – maks. 10) olduğu öğrenildi. Ameliyatın etkinliği 10 üzerinden ortalama 8.55±1.39 (min. 4 – maks. 10) olarak tespit edildi. Tedavi sonrası hastaların 19'u (%29.2) aynı şikayetlerin devam ettiğini, 36'sı (%55.4) şikayetlerinin tamemen geçtiğini ve 10'u (%15.4) eskisine nazaran daha iyi olduğunu bildirdi. Cerrahi öncesi yaşıtlarına göre gelişme geriliği bulunan 39 hastanın(%60), postoperatif 24'ünde (%61.5) farkedilir bir gelişme olduğu söylendi. 4(%6.2) hasta tekrar başa dönebilseydik bu operasyonu yaptırmazdım yanıtını verdi. Çocukların, 25(%38.5)'inin okul öncesi olduğu, 1(%1.5)'inin özel eğitim öğrencisi olduğu, 19(%29.2)'unun cerrahi sonrası derslerindeki başarının ailenin farkedeceği düzeyde arttığı, 20(%30.8) çocuğun ise ders başarı düzeyinin aynı kaldığı saptandı. Hastaları erken postoperatif dönemde en fazla rahatsız eden semptomlar arasında ilk sırada ağrı(%35), ikinci sırada yutma güçlüğü(%32) ve üçüncü sırada iştahsızlık gelmekteydi(%15). Hastaların yaşları ile iyileşme süreleri arasında ve yapılan cerrahi ile iyileşme süreleri arasında anlamlı bir ilişki tespit edilemedi. Cinsiyete, yaşa ve tanıya bağlı olarak dağılım yapıldığında iyileşme süresi, komplikasyon gelişimi gibi diğer değişkenlerde de anlamlı bir fark bulunamadı.
Sonuç: Sonuç olarak preoperatif değerlendirmelerde daha dikkatli olunması, sistemik hastalıklar yönünden detaylı sorgulanması, hasta ve ebeveynlerinin cerrahiden tam olarak ne beklediklerinin bilinmesi ve cerrahi kararın buna göre verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Seçilmiş hastalarda yapılacak adenotonsillektominin daha memnun edici sonuçlar verdiği görülmüştür.
Anahtar Kelimeler : Adenoid hipertrofisi, kronik/rekürren tonsillit, tonsillektomi, memnuniyet, endikasyon, komplikasyon