KBB-Forum 2019 , Cilt 18 , Sayı 1

ENGELLİ SAĞLIK KURULU RAPORLARINDA KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARININ DAĞILIMI VE TOPLAM ENGEL ORANLARINDAKİ YERİ

Dr. Murat BINAR1, Dr. Fatma Ceyda AKIN ÖÇAL1, Dr. Ceren KARAÇAYLI1, Dr. Emine Ceren ERSÖZ ÜNLÜ1, Dr. Mehmet Burak AŞIK1, Dr. Buket CANDA1
1Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kulak Burun Boğaz Kliniği, Ankara, Türkiye

Özet

Amaç: Bu çalışmanın amacı, engelli sağlık kurulu raporlarında (ESKR) kulak burun boğaz (KBB) hastalıklarının çeşitliliğini ve dağılımını belirlemek ve bu hastalıkların tüm klinikler içindeki yerini ortaya koymaktır.

Gereç ve yöntem: Çeşitli sağlık sorunları nedeniyle ESKR almak amacıyla 1 Kasım 2016 - 30 Nisan 2018 tarihleri arasında Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB polikliniğine başvuran hastaların demografik özellikleri, muayene bulguları, KBB engel oranları, toplam engel oranları ve işitme kaybı dereceleri hastane otomasyon sisteminden retrospektif olarak tarandı.

Bulgular: Çalışma verilerinin elde edildiği 18 aylık zaman diliminde ESKR almak için toplam 4195 hasta başvurmuştur. Bu hastaların 582'sinin (%13,87) rapor içeriğinde KBB polikliniği de yer almıştır. Bu 582 hastanın 374'ü erkek (%64,26), 208'i kadın (%35,73) olup, yaş ortalaması 42,31 ± 26,70'tir. Hastaların KBB hastalıklarından kaynaklanan engel oranı ortalaması %27,13 olarak saptanmıştır. KBB hastalıklarının tüm hastalıklar içindeki yeri %40,26 olarak saptanmıştır. Engel oranı oluşturan patolojiler; 487 hastada işitme kaybı, 105 hastada konuşma bozukluğu, 75 hastada orta kulak/kulak zarı patolojileri, 16 hastada hava yolu problemleri, 13 hastada yutma bozukluğu, 10 hastada aurikula/dış kulak yolu patolojileri, 19 hastada ise diğer patolojiler olarak sınıflandırılmıştır. İşitme kaybı tespit edilen 487 hastanın 385'inde sensörinöral tip (%79,1), 55'inde iletim tipi (%11,3) ve 47'sinde mikst tip işitme kaybı (%9,6) saptanmıştır. KBB polikliniğine başvuran 54 hastaya (%9,27) KBB yönünden herhangi bir engel oranı uygun bulunmamıştır.

Sonuç: KBB hastalıkları, ESKR'nda engel oranı oluşturabilecek hastalıklar içerisinde önemli bir yere sahiptir. Engelli yönetmeliklerinin düzenlenmesi, eksiklerinin giderilmesi ve engelli hastaların hayat koşullarının iyileştirilmesi için daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır.

Giriş

Engelli kelimesi Türk Dil Kurumu sözlüğünde "1. Engeli olan, mânialı. 2. Vücudunda eksik veya kusuru olan" şeklinde tanımlanmaktadır. Engelli sağlık yönetmeliğinde ise bu tanım "doğuştan veya sonradan; bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım veya rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi" olarak belirtilmektedir [1]. Ülkemizde her gün birçok hasta için çeşitli sağlık problemleri nedeniyle sağlık kurulu raporu düzenlenmektedir. Bu raporlarda hastaların farklı patolojilerine karşılık gelen tüm engel oranları birleştirilerek toplam engel oranı hesaplanmaktadır. Kulak burun boğaz (KBB) hekimleri sağlık kurulu teşkillerinin devamlı üyelerindendir ve engelli sağlık kurulu raporu için sık başvurulan uzmanlık dallarından biri de KBB hastalıklarıdır.

Ülkemizdeki çeşitli hastanelerin engelli sağlık kurulu raporlarının incelendiği birtakım çalışmalar mevcut olsa da, KBB patolojilerinin bu raporlarda ne kadar yere sahip olduğu ve hangi KBB patolojilerinin ne kadar engel oranı oluşturduğuna dair objektif sonuç verileri son derece kısıtlıdır. Literatürde KBB patolojilerinin temel olarak ele alındığı tek çalışma, Sayın ve ark."nın 2011 yılında İstanbul'da yaptıkları çalışmadır [2]. Türkiye, büyük bir yüzölçümüne sahip olan ve bu geniş coğrafyanın içerisinde farklı sosyolojik ve demografik özellikleri barındıran bir ülkedir. Sosyokültürel ve epidemiyolojik özelliklerinin 7 farklı coğrafik bölgesinde anlamlı farklılıklar gösterdiği ülkemiz, sağlık koşulları ve hastalıklar açısından da farklı bölgelerinde farklı dağılım paternlerine sahiptir. Her ilin farklı ilçelerinde, ilçelerin bile farklı bölgelerinde hastanelere başvuran hastaların demografik özellikleri ve hastalıkların çeşitliliği değişkenlik arz etmektedir. Bu nedenle tek bir hastane kaynaklı verilerin geneli yansıtmakta yeterli olmayacağı açıktır. Bilakis, bu konuda farklı merkezlerden çok sayıda araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu çalışmanın amacı, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen engelli sağlık kurulu raporlarında KBB hastalıklarının yerini belirlemek ve bu hastalıkların kendi içindeki dağılımını ortaya koymaktır. Engelli sağlık kurulu raporlarında KBB hastalıklarının yerinin detaylı olarak ortaya konulması, ilgili yasa ve yönetmeliklerin oluşturulmasında fayda sağlayacak veriler sunacaktır. Bunun yanında, meslek hayatlarının bir döneminde mutlaka karşılaşacakları engelli hasta profilinin belirlenmesi, tüm KBB hekimleri için de genel bir öngörü sağlayacaktır.

Yöntem ve Gereçler

Çalışmaya Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Girişimsel Olmayan Klinik Çalışmalar Etik Kurul'unun onayı ile başlanmıştır (5/06/2018, no:18/165). Çeşitli sebeplerle engelli sağlık kurulu raporu almak amacıyla KBB polikliniğine başvuran hastaların demografik özellikleri, muayene bulguları, KBB engel oranları, toplam engel oranları, işitme kaybı dereceleri ve özellik arz eden diğer durumları hastane sağlık sistemi arşivinden (FONET) retrospektif olarak taranmıştır. Bu araştırmada 1 Kasım 2016 - 30 Nisan 2018 tarihleri arasındaki toplam 18 aylık zaman dilimindeki veriler kullanılmıştır. Her bir yazar rastgele belirlenen 3'er aylık periyodları geriye dönük olarak değerlendirmiştir. Bu veriler Microsoft Excel (2010) programında toplanarak istatistiksel değerlendirme amacıyla istatistik programına aktarılmıştır. Çalışmaya tüm yaş grupları dahil edilmiştir. Çalışmaya dahil edilen hastaların başvuru sebepleri şunlardır: engelli kimlik kartı, özel eğitim, 2022 sayılı yasadan yararlanma, vergi indirimi, istihdam, sosyal yardım, evde bakım hizmetlerinden faydalanma, malulen emeklilik ve durum bildirir rapor başvurusu. Silah ruhsatı alma, sürücü adayı olma veya iş yerinin isteği gibi taleplerle başvuran hastalar çalışmaya dahil edilmemiştir. Engel oranlarına ulaşılamayan hastalar, muayene bulgularına ulaşılamayan hastalar, herhangi bir nedenle engelli sağlık kurulu raporu iptal edilen hastalar, engelli sağlık kurulu raporu almak için KBB polikliniğine başvurmayıp diğer kliniklere başvurmuş olan hastalar çalışma dışında bırakılmıştır.

Kulak burun boğaz engel oranının belirlenmesi
Engelli sağlık kurulu raporu almak amacıyla polikliniğe başvuran tüm hastaların detaylı fizik muayeneleri rutin olarak yapılmakta, gerektiğinde endoskopik ve radyolojik değerlendirilmelerden yararlanılmaktadır. Hastaların engel oranlarının değerlendirilmesinde, 30.03.2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik" esas alınmıştır [1]. İşitme kaybı olan hastalarda ek olarak konuşma bozukluğunun varlığı durumunda, konuşma bozukluğundan kaynaklanan engel oranı ilgili tabloda hesaplanarak ayrı bir patoloji olarak değerlendirilmiş ve engel oranı hesabına dahil edilmiştir. Hastaların farklı KBB patolojileri nedeniyle aldıkları engel oranları tek tek değerlendirilmiş, bu oranlar Balthazard yöntemine göre toplanarak toplam KBB engel oranı saptanmıştır.

İşitme kaybından doğan engel oranının belirlenmesi
Çalışmaya dahil edilen tüm hastaların işitme testleri Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Odyoloji Bölümünde, hastanın başvurusunu takiben genellikle aynı gün içinde, en geç 1 hafta içerisinde yapılmıştır. 500-1000-2000-4000 Hz'de saptanan işitme seviyeleri her iki kulak için ayrı ayrı toplanarak binaural işitme tablosunda karşılık geldiği oranlar bulunmuş, bu oranların da hangi engel oranına karşılık geldiği saptanmıştır. Ek olarak işitme kaybının türü sensörinöral tip işitme kaybı (SNİK), iletim tipi işitme kaybı (İTİK) veya mikst tip işitme kaybı (MTİK) olarak kaydedilmiştir.

Toplam engel oranının belirlenmesi
Hastaların engelli sağlık kurulu raporu başvurusu sırasında diğer klinikler tarafından girilen tüm engel oranları hastane sisteminden bulunarak, bu oranların direkt olarak toplanmasıyla o hastanın toplam engel oranı elde edilmiştir. Balthazard yöntemine göre kişinin engel oranı maksimum %100 olacağından, KBB hastalıklarından oluşan engel oranının tüm hastalıklar içerisindeki yerini görebilmek için diğer kliniklerin engel oranlarının Balthazard hesabına sokulmamış pür hali dikkate alınmıştır. Bu yaklaşımımızdaki amaç, KBB hastalıklarından kaynaklanan engel oranının genel vücut oranında olduğundan daha fazla algılanmasının önüne geçebilmektir (Örneğin KBB engeli %40 olan bir hastanın diğer kliniklerce verilen engel oranları %30, %40 ve %50 ise, toplam engel oranı Balthazard yöntemiyle hesaplanan %87 değeri değil, oranların direkt toplamı olan 160 olarak ele alınmıştır).

İstatistiksel değerlendirme
Verilerin analizi için SPSS for Win. Ver. 15.0 (SPSS Inc., Chicago, IL., USA) paket programı kullanılmıştır. Tanımlayıcı istatistiklerde ortalama ± standart sapma, sayı ve yüzde değerleri kullanılmıştır.

Bulgular

Çalışma verilerinin elde edildiği 1 Kasım 2016 - 30 Nisan 2018 tarihleri arasındaki 18 aylık zaman diliminde Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne engelli sağlık raporu almak için toplam 4195 hasta başvurmuştur. Bu hastaların 582'sinin (%13,87) rapor içeriğinde KBB polikliniği de yer almıştır (Şekil-1). Bu 582 hastanın 374'ü erkek (%64,26) olup yaş ortalaması 41,41 ± 25,11 iken, 208 kadın (%35,73) hastanın yaş ortalaması 43,93 ± 29,35 olarak saptanmıştır. Çalışma grubunun yaş aralığı 1-95 yaş arasıdır (ort. 42,31 ± 26,70). Yaş gruplarının cinsiyetlere göre dağılımı Tablo 1'de gösterilmiştir.

Şekil 1: Engelli sağlık raporu almak için yapılan tüm başvurular ve KBB'yi içeren başvurularının görünümü.

Tablo 1: Yaş gruplarının cinsiyetlere göre dağılımı.

Hastaların KBB hastalıklarından kaynaklanan engel oranı ortalaması %27,13 olarak saptanmıştır. Bu oran erkeklerde ortalama %25,95, kadınlarda %29,23'tür. KBB kaynaklı en büyük engel oranı %77'dir. Diğer tüm kliniklerin engel oranları Balthazard yöntemine sokulmadan toplandığında ve bu toplama KBB hastalıkları da dahil edildiğinde, 582 hastanın toplam engel ortalaması %98,12'dir. KBB hastalıklarının tüm hastalıklar içinde yeri ise %40,26 olarak saptanmıştır (Şekil-2). Hastalar 0-17 yaş, 18-44 yaş, 45-64 yaş ve 65 yaş ve üzeri olmak üzere 4 ayrı grupta değerlendirildiğinde, gruplardaki ortalama KBB engeli sırasıyla %36,14, %21,28, %21,04 ve %29,33 olarak saptandı. Yaş gruplarına göre KBB engelinin derecesi Şekil-3"te gösterilmiştir.

Şekil 2: KBB polikliniğini içeren başvurularda, KBB kaynaklı engel oranının diğer kliniklerden gelen tüm engel oranları içindeki yeri.

Şekil 3: Yaş gruplarına göre KBB engelinin derecesi.

Hastalarda engel oranı oluşturan patolojiler şu şekildedir: 487 hastada işitme kaybı, 105 hastada konuşma/artikülasyon bozukluğu, 75 hastada orta kulak/kulak zarı patolojileri, 16 hastada hava yolu problemleri, 13 hastada yutma bozukluğu, 10 hastada aurikula/dış kulak yolu patolojileri, 19 hastada ise diğer patolojiler. 18 hastada koklear implant izlenmiştir. 7 hastanın total larenjektomi öyküsü bulunmaktadır.

Üç hastada 4 farklı KBB patolojisi, 11 hastada 3 farklı KBB patolojisi, 158 hastada 2 farklı KBB patolojisi bir arada saptanmış olup, 364 hastada ise yalnızca 1 KBB patolojisi saptanmıştır. 46 hastada ise herhangi bir patoloji saptanmamıştır. Sağlık kurulu raporlarına yansıyan KBB patolojilerinin dağılımı Tablo 2"de gösterilmiştir.

Tablo 2: Kulak burun boğaz polikliniğine başvuran engelli hastaların KBB patolojileri.

İşitme kaybı tespit edilen 487 hastanın 385'inde SNİK (%79,1), 55'inde İTİK (%11,3) ve 47'sinde MTİK (%9,6) saptanmıştır. Sağ kulak için hava yolu işitmesi ortalaması 54,63 ± 33,99 dB, sol kulak için hava yolu işitmesi ortalaması 55,01 ± 32,43 dB olarak bulunmuştur. Tüm yaş gruplarında en sık görülen işitme kaybı SNİK'tir. Yaş gruplarına göre işitme kaybı tipleri Tablo 3"te gösterilmiştir.

Tablo 3: Yaş gruplarına göre işitme kaybı tiplerinin dağılımı.

Tüm hastaların 130'unda (%22,3), KBB'den kaynaklı engel oranı ile hastanın sağlık kurulu raporuna yansıyan toplam engel oranı birbirine eşittir. Polikliniğimize başvuran 54 hastaya (%9,27) KBB yönünden herhangi bir engel oranı uygun bulunmamıştır. Bu hastaların 7'sine diğer klinikler tarafından da herhangi bir engel oranı verilmemiştir.

Tartışma

Bu çalışma, KBB kaynaklı engel oranlarının, hastaların diğer kliniklerden aldıkları tüm engel oranları içinde ne derecede yer tuttuğunu göstermesi bakımından literatürde ilk olma özelliğini taşımaktadır. Daha önce yapılan ulusal düzeydeki engel oranı çalışmalarında genel olarak hastaların polikliniklere başvuru oranları verilmiştir [2-5]. Çalışmamızın temel sonuçlarına göre, çeşitli sağlık problemlerinden ötürü engelli sağlık raporu almak amacıyla hastanemize başvuran hastaların %13,87'si KBB muayenesine de gelmiştir. Bu oran Sayın ve ark."nın çalışmasında da %13,5 olarak gözlenmiş olup, bu iki çalışmada farklı bölgelerden gelen sonuçların benzer olması önemli bir bulgudur. Çalışmamızda üçüncü basamak bir hastanede elde edilen bu veriler ülke genelini yansıtmıyor olsa da, engelli veya engeli olduğunu düşünen her 100 kişiden 13-14 tanesinin sağlık kurulu raporu almak istediğinde başvurduğu kliniklerden birinin de KBB polikliniği olduğunu ortaya koymaktadır. Daha da önemlisi, bu hastaların KBB polikliniğine başvurduğunda aldıkları engel oranı diğer tüm klinikler içerisinde %40,26'lık bir yer tutmaktadır. Kaba bir hesapla, hastaların sadece %13,87'sinin KBB polikliniğine başvurduğu düşünüldüğünde, hastanemizde verilen engelli sağlık kurulu raporlarının oluşturduğu örneklemin toplumdaki tüm engelli popülasyonu yansıttığı kabul edilirse, engelli hastaların %5,6'sında KBB hastalığından kaynaklanan en az 1 patoloji saptanmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 2010 dünya nüfusu verilerini kullanarak hazırladığı 2011 Dünya Engellilik Raporunda, dünya nüfusunun yaklaşık %15'inin ya da 1 milyardan fazla insanın bir tür engelliliği olduğu belirtilmektedir [6]. Engelli nüfusun sürekli arttığı, bu artışın da temel olarak nüfusların yaşlanmasına ve kronik hastalıkların artmasına bağlı olduğuna dikkat çekilmektedir. Yurdumuzda yapılan 2002 Türkiye Özürlüler Araştırmasında (TÖA) ise, engelli nüfusun toplam nüfusa oranı %12,3 olarak saptanmıştır [7]. DSÖ'nün raporuna göre KBB kaynaklı engellilik içinde en geniş yelpaze beklendiği gibi işitme kaybına aittir. Ancak işitme cihazlarının temin edilmesi ve kullanımlarının yaygınlaştırılmasında sağlanan kolaylıklar, işitme engelli hastaların istihdam ve iletişim gibi diğer sosyal ihtiyaçlarında yeteri kadar sağlanamamıştır. DSÖ raporunda bahsedilen ve 93 ülkeyi kapsayan bir araştırmanın sonuçları göstermiştir ki, 31 ülkede işitme ve konuşma engelliler için tercüme hizmeti bulunmamakta, 30 ülkede ise yetkili tercüman sayısı 20 veya altında seyretmektedir [6]. Bu sorunun çözülmesine yönelik duyarlılık ülkemizde giderek artmaktadır, ancak halen ulusal ve uluslararası düzeyde istenen konuma ulaşılamadığı görülmektedir.

Çalışmamızın sonuçlarına göre 0-18 yaş arası ve 65 yaş üzeri hastalarda 18-65 yaş arası gruba göre işitme kaybına bağlı engel oranlarında artış mevcuttur. Tüm yaş gruplarında en büyük çoğunluğu sensorinöral tip işitme kaybı oluşturmaktadır. Bu duruma, 65 yaş üzeri hastalarda presbiakuzinin neden olduğu bilinmektedir. Nitekim, 65 yaşın üzerindeki başvuruların büyük çoğunluğunda KBB açısından tek engel tipini işitme kaybı engeli oluşturmaktadır. Türkiye'de işitme kayıplı çocuk sayısı da azımsanmayacak kadar fazladır. 2002 yılındaki TÖA verilerine göre, ülkemizde 0-19 yaşları arasında 63.173 işitme kayıplı çocuk vardır ki, bunların yaklaşık 47.000'inde bilateral orta, ileri veya çok ileri işitme kaybı mevcuttur [7]. Bu çocukların büyük bir kısmı sağlık kurullarına özel eğitim alabilmek amacıyla başvurmaktadır. Sonuç olarak çocukluk yaş grubunda da en büyük pay işitme kaybı engeline aittir. Çalışmamızda KBB polikliniğine başvuran hastaların %22,3'ü, KBB kaynaklı engel oranının üzerine diğer kliniklerden ek bir engel oranı almamıştır. Bu durumun en büyük nedeni, sadece işitme engeli -konuşma engeli olsun ya da olmasın- nedeniyle tek klinik olarak KBB kliniğine başvuran hastaların azımsanmayacak oranından kaynaklanmaktadır.

Çalışmaya dahil edilen hastaların %64'ü erkek, %36'sı ise kadındır. Ortalama KBB engeli açısından cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Engel oranları her iki cinsiyette birbirine yakın olsa da, işgücüne katılım oranları farklılık arzedebilmektedir. 2002 TÖA araştırmasında KBB kaynaklı engel oranı ayrı olarak hesaplanmamıştır; ancak ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel özürlü grup içerisinde değerlendirildiğinde, erkeklerde işgücüne katılım oranı %32,22 ve kadınlarda %6,71 iken, süreğen hastalığı olan erkeklerde işgücüne katılım oranı % 46,58 ve kadınlarda %7,21 olarak saptanmıştır [7]. İşgücüne katılımlar arasındaki uçurum, iki cinsiyet arasındaki engel oranlarının farklılığından ziyade, engeli olmayan sağlıklı popülasyonda da görüldüğü üzere ülkemizin sosyokültürel özelliklerinden kaynaklanmaktadır.

Rapor almak amacıyla KBB polikliniğine başvuran hastaların %9,27'sinde engel oranı teşkil edecek patoloji saptanmamıştır. Bu durumun iki nedeni olabileceği düşünülmektedir. Birincisi, kişinin yaşadığı veya hissettiği şikayetler engel oranı oluşturacak hastalık düzeyinde olmayabilir. Burdaki engel oranı değerlendirmesi tamamen yönetmeliğe göre yapıldığından, hasta için herhangi bir engel oranının uygun görülmemesi, hekim ile hasta arasında tartışmalara bile yol açabilmektedir. Bu noktada hekim yönetmeliğe bağlı kaldığını önemle vurgulamalı, gerekirse hastaya durumu izah etme açısından yönetmelik maddelerini açıklamalıdır. İkincisi, hastaların bazı haklara sahip olabilmek için toplam engel oranının belli bir seviyeye ulaşması gerektiğini bilmesi, onları mümkün olan maksimum oranı almaya itebilmektedir. Rapor içeriğini teşkil eden klinikler, rapor başvurusu esnasında hastaların bilinen veya bilinmeyen hastalıklarına göre, temel olarak da hastaların yakınmalarına göre belirlendiğinden, engelli sağlık kurulu raporlarında nadir de olsa fazladan klinik muayenesi açılabilmektedir. Diğer bir husus, KBB engel oranlarında en büyük paya sahip olan işitme kaybı değerlendirmesinin sadece 4 farklı frekans için araştırılması, 500 hz'den daha düşük veya 4000 hz'den daha yüksek frekanslarda işitme kaybı olan hastaların normal gibi kabul edilmiş olmasına yol açabilir. Yine de engeli olduğu gerekçesiyle KBB polikliniğine başvuran yaklaşık 100 hastadan 9'unda herhangi bir engel oranı saptanmaması, dikkate değer bir orandır.

Çalışmanın sadece hastanemiz sınırları içerisinde gerçekleştirilmiş olması, ülke çapında genellenebilirliği açısından en başta gelen kısıtlamayı oluşturmaktadır. Çalışmanın yapıldığı hastane çevresinde yaşayan ancak sağlık kurulu raporu almaya ihtiyaç duymayan veya nasıl rapor alınacağını bilmediği için hiç başvurmayan engelli hastaların varlığı da unutulmamalıdır. Bunun yanında, engelli hastalar kendilerine en yakın hastaneye gitmek zorunda olmayıp, daha uzak hastanelere de başvurabileceklerinden, özellikle çok sayıda hastane seçeneğinin bulunduğu büyük şehirlerde engelli hastaların dağılımı daha karmaşık hale gelebilmektedir. Bu bakımdan engel oranı ve hastalık dağılımlarını ölçen benzer çalışmaların küçük yerleşim bölgelerinde daha doğru sonuçlar vereceği, büyük şehirlerde ise hastanelerin büyük çoğunluğunun dahil edileceği daha geniş kapsamlı çalışmaların yapılması gerektiğini düşünmekteyiz.

Kulak burun boğaz hastalıkları, sağlık kurulu raporlarında engel oranı oluşturabilecek hastalıklar içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bu konuda ülkemizde sınırlı sayıda çalışma mevcuttur ve konuya ilişkin daha çok çalışmanın yapılması KBB açısından engelli yönetmeliğinin planlanmasında ve mevcut yönetmeliğin eksiklerinin giderilmesinde büyük öneme sahiptir. Bu çalışmadan hareketle, yurt çapında farklı coğrafik ve demografik özellikleri taşıyan bölgelerdeki diğer hastanelerde yapılacak yeni çalışmalarla, ülkemizde düzenlenen engelli sağlık raporlarındaki KBB hastalıklarının yeri ve dağılımının daha net bir şekilde ortaya konulacağı kanaatindeyiz.

Kaynaklar

1) Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik. Resmi Gazete: Özürlüler İdaresi Başkanlığı; 30/03/2013. Sayı: 28603.

2) Dr. İbrahim SAYIN, Dr. Ömer ERDUR, Dr. İbrahim TOPÇU, Dr. Fatma Tülin KAYHAN. Sağlık Kuruluna Özürlülük Tespiti ve Diğer Nedenlerle Başvuran Olgularda Kulak Burun Boğaz Patolojileri ve Sıklıkları: Gözlemsel Bir Çalışma. KBB-Forum 2011;10: 87-91.

3) Hilal Baltacı, Burcu Kayhan Tetik, Engin Burak Selçuk, Mustafa Baltacı. İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi 2015 yılı Özürlü Sağlık Kuruluna başvuran olguların incelenmesi. Türk Aile Hek Derg 2017; 21: 91-100.

4) Ali Ramazan Benli, Şenay Demir Yazıcı, Onur Yazıcı, Mustafa Çörtük, Habibe İnci, Neriman Çetin Benli. Sağlık Kuruluna Başvuru Nedenlerinin Değerlendirilmesi. Konuralp Tıp Dergisi 2016;8: 167-172.

5) Gürol Çakır, Ender Şenol, Ahmet Murat Işıl. Analysis of the Karşıyaka State Hospital Medical Board reports for people with disability in 2014. Tepecik Eğit. ve Araşt. Hast. Dergisi 2017; 27:197-202.

6) http://siteresources.worldbank.org/TURKEYINTURKISHEXTN/Resources/455687-1328710754698/YoneticiOzeti.pdf. (11 Eylül 2018 tarihinde indirildi)

7) Türkiye Özürlüler Araştırması 2002, T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı ve T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı. Devlet İstatistik Enstitüsü Matbaası-Ankara, Eylül 2009, 2. Baskı, ISBN 975 - 19 - 3596 - 2, Yayın Numarası: 2913.