KBB-Forum 2021 , Cilt 20 , Sayı 1

KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN BİREYLERİN LARİNKS KANSERİ FARKINDALIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Dr. Mustafa ÇOLAK1, Dr. Mehmet Fatih KARAKUŞ2, Dr. Fakih Cihat ERAVCI3, Dr. Süleyman Emre KARAKURT4, Dr. Aykut İKİNCİOĞULLARI1, Dr. Hacı Hüseyin DERE1
1Ankara Şehir Hastanesi KBB Hastalıkları Kliniği, Ankara, Türkiye
2Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Hastalıkları Anabilimdalı, Ordu, Türkiye
3Necmettin Erbakan Üniversitesi KBB Hastalıkları Anabilimdalı, Konya, Türkiye
4Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB Hastalıkları Kliniği, İzmir, Türkiye

Özet

Amaç: Bu çalışmanın amacı KBB hastalıkları polikliniğine başvuran bireylerin larinks kanseri üzerine olan farkındalığını değerlendirmektir.

Hastalar ve Yöntem: Çalışma 19 sorudan oluşan bir anket çalışmasıdır. Anketin ilk 5 sorusu tanımlayıcı sorulardır. Bu sorularda ankete katılan bireylerin yaşı, cinsiyeti, eğitim düzeyi, sigara içme alışkanlıkları ve alkol kullanımları sorgulandı, geri kalan 14 soruda ise larinks kanserinin etiyolojisi, belirtileri, tedavisi ve tedavi sonrası oluşan morbiditeler sorgulandı. Çalışmaya dahil edilen 200 birey yaş aralığına göre 40 yaş ve altı, 40 yaş üstü olarak iki gruba, eğitim düzeyine göre ilköğretim, lise ve üniversite olacak şekilde üç gruba ayrıldı. Bireylerin verdiği cevaplar dahil oldukları gruplara göre istatistiksel olarak karşılaştırıldı.

Bulgular: Ankete katılan tüm bireylerin %35'i sigarayı, %27'si alkolü aktif olarak tüketiyordu. Sigara içme oranları gruplar arasında benzerken, alkol tüketiminin üniversite mezunları arasında daha fazlaydı (p=0.02). Tüm bireylerin %35'i ses kısıklığını larinks kanserinin en sık görülen semptomu olarak düşündü. En etkin tedavi olarak ilk sırada kemoterapi cevabı verildi. Tüm bireylerin %33'ü larinks kanseri nedeniyle tedavi alan birinin tam olarak iyileşebileceğini düşünüyordu. 40 yaş ve altı bireylerin %38'i 40 yaş üstü bireylerin ise %59'u tam iyileşmenin olabileceğini düşünüyordu (p=0.004).

Sonuç: Katılımcılar larenks kanseri etyolojisi ve semptomları hakkındaki sorulara yüksek oranda doğru cevap verirken, tedavi seçenekleri ve tedavi sonrası morbiditeler ile ilgili sorulara daha düşük oranda doğru cevap vermişlerdir.

Giriş

Baş boyun bölgesinin skuamöz hücreli karsinomları en sık görülen altıncı kanser türü olup, dünyada her yıl yaklaşık 650000 civarında yeni vaka ve 350000'in üzerinde hastalığa bağlı ölüm görülmektedir. Baş boyun kanserlerinin en sık görülen alt tiplerinden biri ise larinks kanseridir [1]. Türkiye'de larinks kanseri erkeklerde en sık görülen sekizinci kanser türüdür. Erkeklerde daha sık görülür ve görülme sıklığı 50 yaş üzerinde artmaya başlar [2].

Larinks kanseri yaşam stili ve çevresel faktörler ile oldukça ilişkilidir. En önemli risk faktörü tütün kullanımı ve alkol tüketimidir. Bunların birlikte kullanımı ayrıca sinerjistik bir etki gösterir [3].

Larinksin başlıca üç temel görevi vardır. Bunlar solunum ile alınan havanın alt solunum yollarına iletimi, vokal kordların vibrasyonu ile sağlanan fonasyon ve yutma sırasında alt hava yollarının korunmasıdır. Larinks kanseri hastalarında gerek hastalığın kendisine bağlı olarak gerekse de tedavinin bir komplikasyonu olarak larinksin bu üç temel görevinin bozulması ile hastanın hayat kalitesinde düşme görülebilir [4].

Larinks kanserinin tedavisinde en önemli ve etkin tedaviyi cerrahi ve/veya radyoterapi oluşturmaktadır. Kemoterapi hastalığın hiçbir evresinde tedavide tek başına rol oynamaz. Erken evre hastalıklarda cerrahi veya radyoterapi etkili olabilirken ileri evrede bunların kombinasyonları kullanılabilmektedir [3].

Toplumların larinks kanseri üzerine olan bilgi düzeylerinin artması, sigara ve alkol kullanımının azaltılması larinks kanseri görülme sıklığını azaltabilir. Bireyler hastalığın erken evrelerinde karşılaşılan semptomların farkında olursa, hastalar erken evrede yakalanabilir. Bu nedenle larinks kanseri önlenebilir kanser türleri arasındadır [5,6]. Biz bu çalışmamızda KBB hastalıkları polikliniğine başvuran bireylerin larinks kanseri farkındalığını değerlendirmeyi amaçladık.

Yöntem ve Gereçler

Bu çalışma Ankara Nunune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu Başkanlığı'nın 25.04.2018 tarihli E-18-1884 sayılı izni ile yapılmıştır.

Çalışma 1 Mayıs 2018- 1 Nisan 2019 tarihleri arasında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB hastalıkları polikliniğine başvuran 200 birey üzerinde yapıldı. Çalışma 19 sorudan oluşan bir anket (Tablo 1) çalışmasıdır. Anketin ilk 5 sorusu tanımlayıcı sorulardır. Bu sorularda ankete katılan bireylerin yaşı, cinsiyeti, eğitim düzeyi (ilköğretim, lise ve üniversite), sigara içme alışkanlıkları (hiç içmedim, bıraktım ve evet) ve alkol kullanımları (hiç içmedim, bıraktım ve evet) sorgulandı, geri kalan 14 soruda ise larinks kanserinin etiyolojisi, belirtileri, tedavisi ve tedavi sonrası oluşan morbiditeler sorgulandı (Tablo 1). Çalışmaya 18 yaş altında olan, kendisinde veya ailesinde onkolojik hastalık öyküsü bulunan, sağlık çalışanı olan ve anketi doldurmak istemeyen bireyler dahil edilmedi. Bireyler anketi kendi bilgileri doğrultusunda cevaplandırdı ve çalışmacılar herhangi bir yönlendirmede bulunmadı. Ankete katılan bireylerden soruları sırayla doldurmaları ve geriye dönüş yapmamaları istendi. Çalışmaya dahil edilen 200 birey yaş aralığına göre 40 yaş ve altı, 40 yaş üstü olarak iki gruba, eğitim düzeyine göre ilköğretim, lise ve üniversite olacak şekilde üç gruba ayrıldı. Bireylerin verdiği cevaplar dahil oldukları gruplara göre istatistiksel olarak karşılaştırıldı.

Tablo 1: KBB hastalıkları polikliniğine başvuran hastaların larinks kanseri bilgi düzeyini ölçmek için hazırlanmış anket.

İstatiksel Analiz
İstatistiksel analiz SPSS 25.0 (SPSS Inc., IBM, NY, ABD) kullanılarak yapıldı. Sürekli veriler standart sapma ile ortalama olarak ifade edildi. Her soru için tanımlayıcı analiz yapıldı. İki kategorik değişkenin karşılaştırması Ki-Kare testi ile yapıldı. Grup içi karşılaştırmalar için Bonferroni testi kullanıldı. 0.05'ten düşük p değerleri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

Bulgular

Çalışmaya dahil edilen 200 bireyin yaş ortalaması 42.7 ± 13.5'di. 40 yaş ve altı 99 (%49) kişi, 40 yaş üzeri 101 (%50) kişi vardı. Bireylerin 100'ü (%50) kadın, 100'ü (%50) erkekti. İlköğretim mezunu 65 (%32) kişi, lise mezunu 66 (%33) kişi ve üniversite mezunu 69 (%34) kişi bulunuyordu. Ankete katılan tüm bireylerin %35'i sigarayı, %27'si alkolü aktif olarak tüketiyordu (Tablo 2). Sigara içme oranları gruplar arasında benzerken, alkol tüketiminin üniversite mezunları arasında daha fazla olduğu görüldü (p=0.02) (Tablo 4 S4, S5).

Tablo: 2 Ankete katılan bireylerin tanımlayıcı özellikleri

"Gırtlak kanserinin en sık nedeni nedir?" sorusuna verilen cevapların yaş ve öğrenim düzeyi ile ilişkisi yoktu. Tüm bireylerin %88'i sigarayı larinks kanserinin en sık nedeni olarak görürken bu oran üniversite mezunlarında %91'di. Ankete katılanların %68'i mentollü ve light sigaraların daha az zararlı olduğunu düşünmüyordu (Tablo 3 S6, S7). Bu oran 40 yaş ve altındaki kişilerde %71, 40 yaş üzerindeki kişilerde ise %64'dü. Oranlar istatiksel olarak birbirine benzerdi. Fakat bu soruya verilen cevaplar ile eğitim düzeyinin arasında istatiksel olarak anlamlı ilişki mevcuttu (p=0.007). İlköğretim mezunlarının %33'ü, "mentollü ve light sigaralar daha az mı zararlıdır?" sorusuna hayır cevabı verdi. Bu oran lise ve üniversite mezunlarında sırayla %48 ve %55'di (Tablo 4 S7). Ankete katılanların %79'u nargileyi daha az zararlı görmezken, verilen cevaplar yaş grupları arasında benzer, eğitim düzeyi grupları arasında ise farklıydı (p=0.02) (Tablo 4 S8).

Tablo 3: Bireylerin ankete verdiği cevaplar ve yüzdeleri

Tablo 4: Bireylerin verdiği cevapların gruplar arasında karşılaştırılması

Ankete katılan bireylerin %50'si larinks kanserinin en sık görülen ilk 5 kanser arasında olduğunu düşünüyordu. 40 yaş ve altındaki bireylerde bu oran %65'iken 40 yaş üstünde %35'di (p<0.01). İlköğretim mezunlarının %30'u, lise mezunlarının %51'i, üniversite mezunlarının ise %68'i larinks kanserini en sık görülen ilk 5 kanser arasında olduğunu düşünüyordu (p<0.01).

Bireylerin %58'i alkol kullanımının larinks kanseri riskini arttırabileceğini düşünüyordu (Tablo 3 S10 ). Bu oran 40 yaş ve altında %55, 40 yaş üzerinde ise %61'di. İlköğretim, lise ve üniversite mezunlarında ise sırayla %52, %59 ve %63'dü. Oranlar istatiksel olarak benzerdi (Tablo 4 S10).

Tüm bireylerin %35'i ses kısıklığını larinks kanserinin en sık görülen semptomu olarak düşünüyordu. Bunu 2. Sırada %18 ile öksürük takip etti (Tablo 3 S11). Ses kısıklığı her grupta "Gırtlak kanserinin en sık belirtisi nedir?" sorusuna verilen en fazla cevap oldu fakat gruplar bu soru için verilen cevaplar yönünden birbirine benzerdi (Tablo 4 S11). Bireylerin %86'sı 4 haftadan uzun süren ses kısıklığı sonrası muayene olunmasını gerektiğini düşünürken %11'i ise 8 haftadan sonra muayene olunması gerektiğini düşünmekteydi. Bu soru için verilen cevaplar yaş grupları arasında benzerken, eğitim düzeyi grupları arasında anlamlı farklılık vardı (p =0.012). Dört haftadan daha fazla devam eden ses kısıklığında muayene olunması gerektiğini düşünenler ilköğretim mezunlarında %83, lise mezunlarında %87 ve üniversite mezunlarında %88'di (Tablo 4 S12).

Ankete katılan bireylerin %39'u kemoterapiyi larinks kanseri için en etkin tedavi olarak düşünürken bunu %34 ile cerrahi, %14 ile bitkisel tedavi ve %13 ile radyoterapi takip etti (Tablo 3 S13). 40 yaş ve altı grupta en etkin tedavi olarak %49 ile kemoterapi cevabı verildi bunu ikinci sırada %27 ile cerrahi takip etti. 40 yaş üzeri grupta ise birinci sırada %40 ile cerrahi, ikinci sırada %29 ile kemoterapi en etkin tedavi olarak düşünüldü (p=0.015). İlköğretim, lise ve üniversite gruplarında da en etkin tedavi yöntemi olarak ilk sırada kemoterapi düşünüldü. Eğitim düzeyi grupları arasında cevapların oranı birbirine benzerdi (Tablo 4 S13).

Tüm bireylerin %33'ü larinks kanseri nedeniyle tedavi alan birinin tam olarak iyileşebileceğini düşünürken, iyileşemeyeceğini düşünenlerin oranı %48'di. 40 yaş ve altı bireylerin %38'i 40 yaş üstü bireylerin ise %59'u tam iyileşmenin olabileceğini düşünüyordu. Fark istatiksel olarak anlamlıydı (p=0.004). Eğitim düzeyi gruplarının verdiği cevaplar ise birbirine benzerdi (Tablo 4 S14). Bireylerin %61'i total larenjektomi sonrası konuşmanın mümkün olmadığını düşünürken %37'si de total larenjektomi sonrası normal yemek yemenin olamayacağını düşündü (Tablo 3 S15, S16). Her iki soru için de yaş ve eğitim düzeyi gruplarının verdiği cevaplar birbirine benzerdi (Tablo 4 S15, S16).

Tüm bireylerin %47'si total larenjektomi sonrası kişinin normal koku alabileceğini düşünürken bu oran 40 yaş ve altı bireylerde %30, 40 yaş üstü bireylerde ise %34'idi (p=0.002). Üniversite mezunlarının ise %79'u total larenjektomi sonrası normal koku alınamayacağını belirtti (p=0.001) (Tablo 4 S17). Bireylerin %39'u total larenjektomi sonrası normal tat alınabileceğini belirtti. Yaş grupları arasında verilen cevaplar benzerken ilköğretim mezunlarının %52'si, lise mezunlarının %56'sı üniversite mezunlarının ise %68'i normal tat alınamayacağını belirtti (p=0.002) (Tablo 4 S18).

Total larenjektomiye bağlı kalıcı stoma kararını ilk seferde kabul etme oranı tüm bireylerde %20 olarak görüldü. Bireylerin %48'i başka bir doktordan görüş alacağını belirtirken, %31'i kalıcı stomayı kabul etmeyip başka tedavi seçeneklerine başvuracağını belirtmiştir (Tablo 3 S19). 40 yaş ve altı bireylerde ilk seferde kabul etme oranı %11'ken, 40 yaş üstü bireylerde bu oran %29'dur (p=0.005). Eğitim düzeyi gruplarının karar oranları ise birbirine benzerdir (Tablo 4 S19).

Tartışma

Larinks kanseri KBB Hastalıkları pratiğinde karşılaşılan en sık kanser türüdür (3). En önemli nedenleri arasında tütün ve alkol kullanımı olması larinks kanserini önlenebilir kanser türleri arasına sokmaktadır [7]. Dünya Sağlık örgütü 2018 yılı verilerine göre dünya genelinde sigara içme oranı %23.8'ken ülkemizde %29.1'dir [8]. Bizim çalışmamızda tüm bireylerde sigara içme oranı %35'di. Çalışmanın sınırlı sayıda birey ile yapılmış olması sigara içme oranlarının dünya ve ülkemiz geneline göre yüksek çıkmasına neden olmuş olabilir. Her ne kadar sigara içme oranları yüksek çıkmış olsa da çalışmaya katılan bireylerin %88'i larinks kanserinin en sık nedenin de sigara olduğunu belirtmişlerdir. Sigara endüstrisinin daha çok bağımlı kazanabilmek adına piyasaya sürmüş oldukları light ve mentollü sigaralar normal sigaralara göre daha az zararlı değildir. Sigara içen bir kişi uzun, derin veya sık olarak dumanı içine çekerse katran maruziyeti normal bir sigaranın ki kadar olabilir [9].

Bizim çalışmamızda tüm bireylerin %68'i light ve mentollü sigaraların daha az zararlı olmadığını düşünüyordu , bu oran yaş grupları arasında anlamlı farklılık göstermiyordu. Eğitim düzeyi arttıkça ise bu soruya hayır cevabı verenlerin oranı istatiksel olarak anlamlı şekilde artış gösteriyordu.

Larinks kanserinin en sık görülen semptomlarından biri ses kısıklığıdır. Amerikan Otolaringoloji Derneği'nin 2018 yılında güncellediği ses bozuklukları kılavuzuna göre 4 hafta içinde düzelme göstermeyen ses kısıklığı varlığında olası malignite ekartasyonunun yapılabilmesi için KBB Hastalıkları uzmanı tarafından muayeneyi önermektedir [10]. Çalışmamızda ankete katılan bireylerin %35'i ses kısıklığını larinks kanserinin en sık görülen semptomu olarak görmekte ayrıca %86'sı 4 haftadan uzun süren ses kısıklığı varlığında muayene olunması gerektiğini düşünmektedir. Uzamış ses kısıklığı nedeniyle dört haftadan sonra doktora başvuranların sayısı eğitim düzeyi azaldıkça artmaktadır.

Larinks kanserinin tedavisinde erken evrelerde cerrahi veya radyoterapi uygulanabilirken ileri evrelerde bunların kombinasyonları ve ek olarak kemoterapi uygulanabilir. Kemoterapi hiçbir evrede tek başına tedavi seçeneği değildir [11]. Çalışmamızda bireylerin %39'u kemoterapiyi birinci sırada en etkin tedavi olarak düşündü. Bunu %34 ile cerrahi takip etti. Yaş gruplarının verdiği cevaplar istatiksel olarak birbirinden farklıydı. 40 yaş ve altındaki kişilerin %49'u en etkin tedavi olarak kemoterapiyi, 40 yaş üstü kişilerin ise %40'ı cerrahiyi düşündü. Bu sonuç larinks kanseri olan bir bireye uygulanacak tedaviyi anlatırken 40 yaş ve altındakilere daha titiz davranılması gerektiğini düşündürebilir.

Larinks kanserinde beş yıllık sağ kalım oranları doğru tedavi yöntemleri ile evre 1'de %90 evre 2'de %80'dir. İleri evrelerde sağ kalım oranları yarı yarıya azalsa da larinks kanseri tedavi edilebilen bir hastalıktır [12,13]. Çalışmamızda ankete katılan bireylerin %48'i larinks kanseri olan birinin tam olarak iyileşemeyeceğini düşünmektedir. 40 yaş üstü kişilerde bu oran %59, 40 yaş ve altında ise %38'dir.

Konuşmak dış dünya ile sözel olarak iletişimimizi sağlayan bir araçtır. Teorik olarak total larenjektomi olmuş bir kimsede bu iletişim aracı ortadan kalkmıştır. Fakat total larenjektomi sonrası kişinin konuşarak iletişimini sağlamak için birden çok seçenek mevcuttur böylece önemli bir organ kaybedilmiş olsa bile o organın önemli bir fonksiyonu başka yöntemlerle kişiye geri kazandırılmış olur [14]. Maalesef ankete katılan bireylerin bu konudaki bilgi düzeyi yeterli değildi. Tüm bireylerin %61'i total larenjektomi sonrası konuşmanın mümkün olmadığını düşünmekteydi.

Total larenjektomi sonrası oluşan boyundaki kalıcı stoma kişiyi gerek kozmetik gerekse konuşma, tat ve koku gibi fonksiyonların bozulmasına bağlı olarak olumsuz etkileyebilir tedavi reddine veya gecikmesine yol açabilir. Bizim çalışmamızda kalıcı stoma nedeni ile cerrahi tedaviyi kabul etmeme oranı %31'di. Başka doktora danışma oranı ise %48'di. Bu durum gösteriyor ki hastaya alması gerektiği tedavi etkili bir şekilde anlatılmaz ise kişinin uygun tedaviyi alamamasına ya da tedavinin gecikmesine neden olabilir. Total larenjektomi sonrası kişinin tat ve koku duyularında önemli azalmalar olur [15]. Kişinin ameliyat sonrası karşılaşacağı bu problemleri önceden bilmesi onu ameliyat sonrası daha hazırlıklı ve güçlü kılabilir. Çalışmaya katılan bireylerin %32'si kokunun, %41'i ise tadın eskisi gibi alınamayacağını biliyordu. Hem koku hem de tat duyusu için eğitim düzeyi arttıkça" hayır" diyenlerin oranı anlamlı şekilde artış gösteriyordu.

Sonuç olarak katılımcılar larenks kanseri etyolojisi ve semptomları hakkındaki sorulara yüksek oranda doğru cevap verirken, tedavi seçenekleri ve tedavi sonrası morbiditeler ile ilgili sorulara daha düşük oranda doğru cevap vermişlerdir. Bu çalışmanın az sayıda birey ile yapılmış olması kısıtlayıcı bir faktördür. Ayrıca çalışmanın sadece KBB polikliniğine başvuran bireyler üzerinde yapılmış olması sonuçların toplumun geneline yansıtılmasını zorlaştırmaktadır. Bu çalışma ileride yapılacak daha güçlü örneklem düzeyine sahip çalışmalar için fikir oluşturmaktadır.

Kaynaklar

1) Siegel RL, Miller KD, Jemal A. Cancer statistics, 2019. CA Cancer J Clin. 2019;69(1):7?34. doi:10.3322/caac. 21551

2) Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri Yıllığı: 2015. p. 35-6.

3) Steuer CE, El-Deiry M, Parks JR, Higgins KA, Saba NF. An update on larynx cancer. CA Cancer J Clin 2017;67(1):31-50.

4) Gerçeker M, Yorulmaz İ and Ural A (2000). Ses ve konuşma. K.B.B. Ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 8(1):71-78.

5) Licitra, L., Bernier J., Grandi C., Locati L., Merlano M., Gatta G., Lefebvre, J.L., 2003. Cancer of the larynx. Crit Rev Oncol Hematol. 47, 65-80

6) JAMA Otolaryngol Head Neck Surg. 2014;140(7):639-646. doi:10.1001/jamaoto.2014.867

7) Aupérin A. Epidemiology of head and neck cancers: an update. Curr Opin Oncol. 2020 May;32(3):178-186. doi: 10.1097/CCO.0000000000000629. [ Özet ]

8) https://www.who.int/data/gho/data/indicators/indicator-details/GHO/gho-tobacco-control-monitori-tobacco-use-and-prevention-policies

9) https://www.cancer.gov/about-cancer/causes-prevention/risk/tobacco/light-cigarettes-fact-sheet

10) Stachler RJ, Francis DO, Schwartz SR, Damask CC, Digoy GP, Krouse HJ, McCoy SJ, Ouellette DR, Patel RR, Reavis CCW, Smith LJ, Smith M, Strode SW, Woo P, Nnacheta LC. Clinical Practice Guideline: Hoarseness (Dysphonia) (Update). Otolaryngol Head Neck Surg. 2018 Mar;158(1_suppl):S1-S42. doi: 10.1177/0194599817751030. Erratum in: Otolaryngol Head Neck Surg. 2018 Aug;159(2):403. [ Özet ]

11) Elicin O, Giger R. Comparison of Current Surgical and Non-Surgical Treatment Strategies for Early and Locally Advanced Stage Glottic Laryngeal Cancer and Their Outcome. Cancers (Basel). 2020 Mar 20;12(3):732. doi: 10.3390/cancers12030732. [ Özet ]; PMCID: PMC7140062.

12) Tamura Y, Tanaka S, Asato R, Hirano S, Yamashita M, Tamaki H, Ito J. Therapeutic outcomes of laryngeal cancer at Kyoto University Hospital for 10 years. Acta Otolaryngol Suppl. 2007 Feb;(557):62-5. doi: 10.1080/00016480601067990. [ Özet ]

13) Hong WK, Lippman SM, Wolf GT. Recent advances in head and neck cancer--larynx preservation and cancer chemoprevention: the Seventeenth Annual Richard and Hinda Rosenthal Foundation Award Lecture. Cancer Res. 1993 Nov 1;53(21):5113-20. [ Özet ]

14) Lorenz KJ. Rehabilitation after Total Laryngectomy-A Tribute to the Pioneers of Voice Restoration in the Last Two Centuries. Front Med (Lausanne). 2017;4:81. Published 2017 Jun 26. doi:10.3389/fmed.2017.00081

15) Mumovic G, Hocevar-Boltezar I. Olfaction and gustation abilities after a total laryngectomy. Radiol Oncol. 2014;48(3):301-306. Published 2014 Jul 10. doi:10.2478/raon-2013-0070