KBB-Forum 2011 , Cilt 10 , Sayı 1

SEPTOPLASTİ GEÇİREN HASTALARDA YAŞAM KALİTESİNİN ERKEN DÖNEMDE DEĞERLENDİRİLMESİ

Dr. Yavuz UYAR, Dr. Güven YILDIRIM, Dr. Mustafa KUZDERE, Dr. Ziya SALTÜRK, Dr. Çağrı DALKILIÇ, Dr. Said Serdar GÜMRÜKÇÜ, Dr. Cemil YURTSEVEN
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, KBB, İstanbul, Türkiye

Özet

Septoplasti, kulak burun boğaz pratiğinde en sık uygulanan operasyonlardan biri olmasına rağmen hasta memnuniyeti konusu halen çözüm beklemektedir. Septum deviasyonunda başarı kriterlerinde hekim ve hastanın beklentilerindeki fark en önemli sıkıntılardan biridir. Bu noktada yaşam kalitesini değerlendiren anketler yol gösterici olabilmektedir. Bu çalışmamızda septoplasti uyguladığımız hastalarda erken dönemdeki yaşam kalitesini burun tıkanıklığı semptom değerlendirme anketi ile değerlendirdik. Çalışmamıza Temmuz 2010 ile Eylül 2010 tarihleri arasında kliniğimizde septum deviayonu ve konka hipertrofisi nedeniyle septoplasti ve konka cerrahisi uyguladığımız 48 hastayı dahil ettik. Çalışmaya dahil edilen hastalardan burun tıkanıklığı semptom değerlendirme anketi doldurması istendi. Aynı anket postoperatif olarak 1. ayda hasta tarafından tekrar dolduruldu. Septoplasti grubunda burun tıkanıklığı semptom değerlendirme anket sonucu ortalaması 64,64, septoplasti ve konkaplasti uygulanan grupta ise 62,25 idi. Post operatif sonuçlarda ise yalnızca septoplasti uygulanan grupta ortalama sonuç 20,71 ve konka cerrahisi uygulanan grupta ise 21,25 bulundu. Pre operatif ve post operatif sonuçlar arasında anlamlı fark mevcuttu (p<0,001). Gruplar arasında ise anlamlı bir fark bulunamadı.

Giriş

Burun tıkanıklığı toplumda oldukça sık karşılaşılan semptomlardan birisidir. Septum deviasyonu (SD) en sık görülen etyolojik faktörler arasında yer almakta olup etkin tedavi septoplastidir[1].

Septoplasti, kulak burun boğaz pratiğinde en sık uygulanan operasyonlardan biri olmasına rağmen hasta memnuniyeti konusu halen çözüm beklemektedir. SD'de başarı kriterlerinde hekim ve hastanın beklentilerindeki fark en önemli sıkıntılardan biridir. Bu nedenle preoperatif değerlendirmenin iyi yapılması gerekir[2]. Bu noktada yaşam kalitesini değerlendiren anketler yol gösterici olabilmektedir.

Literatürde septoplastinin erken dönem sonuçları ile ilgili yayın bulunmamaktadır. Hastaların beklentilerinin başında erken dönemde burun tıkanıklığının düzelmesi yer almaktadır. Operasyonun sonuçları ile ilgili bilgilendirme aşamasında tedavinin erken dönemdeki etkinliğinin bilinmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle septoplasti uyguladığımız hastalarda erken dönemdeki yaşam kalitesini burun tıkanıklığı semptom değerlendirme (BTSD) ( Nasal obstruction symptom evaluation - NOSE)[3] anketi ile değerlendirdik.

Yöntem ve Gereçler

Çalışmamızda Helsinki deklarasyonu prensiplerine bağlı kalınmıştır ve çalışmaya katılan her hastaya onam formu imzalattırılmıştır. Çalışmamıza Temmuz 2010 ile Eylül 2010 tarihleri arasında kliniğimizde septum deviasyonu ve konka hipertrofisi nedeniyle septoplasti ve konka cerrahisi uyguladığımız 48 hastayı dahil ettik. Hastaları seçerken dahil etme kriterlerimiz 18 yaşın üzerinde olmak, burun tıkanıklığı ve horlama gibi tıkanıklığa bağlı semptomların olması, bu semptomların 3 aydan daha uzun sürmesi, eşlik eden sinonazal hastalık, alerjik rinit, daha önceden geçirilmiş konka, septum veya başka bir sinonazal cerrahi hikayesi, radyoterapi hikayesi, astım, kranyofasiyal anomali ve gebelik olmamasıydı. Hastalar, preoperatif olarak tam bir kulak burun boğaz muayenesi, nazal endoskopi ve paranazal sinüs tomografisi ile değerlendirildi. Hastalara konka cerrahisi eklenmesine operasyon öncesi fizik muayene ve BT bulguları yanında operasyon sırasında da karar verildi. Septoplasti uygulanırken hemitransfiksiyon insizyonu ile girildi ve bilateral mukoperikondriyum elevasyonunu takiben septumun deviye kısımları rezeke edildi. Konka cerrahisi için konka kemiği mukozadan eleve edildi ve kemik ile beraber bir miktar yumuşak doku çıkarılarak mukoza kemik üzerine geri örtüldü. Çalışmaya dahil edilen hastalardan BTSD anketi doldurması istendi (Tablo 1). Aynı anket postoperatif olarak 1. ayda hasta tarafından tekrar dolduruldu. Kontrol anketlerini yapan çalışmacılar ilk anket sonuçlarını bilmemekteydi. Sonuçlar istatistik olarak karşılaştırıldı. İstatistik metodu olarak pre operatif ve post operatif değerlerin karşılaştırılması için Mann Whitney U testi kullanıldı. Gruplar arasındaki karşılaştırmalarda ise Wilcoxon Signed Rank testi kullanıldı.

Tablo 1: BTSD anketi

Çalışmamıza katılan 48 hastanın yaş ortalaması 31,21 idi. Hastaların 33'ü erkek ve 15'i kadın idi. 20 hastaya konka cerrahisi uygulandı. Konka cerrahisi uygulanan grup ile sadece septoplasti uygulanan grup arasında cinsiyet, yaş ve takip süresi açısından fark yoktu. Hastalara American Otolarengoloji Akademi tarafından 2003 yılında kabul edilen BTSD anketi uygulandı). Preoperatif ve post operatif birinci ay sonuçları değerlendirilerek istatistik olarak karşılaştırıldı.

Yalnızca septolasti uygulanan grupta hasta sayısı 28 ve yaş ortalaması 30,75 idi. Hastalardan 19'u erkek ve 9'u kadındı. Konka cerrahisi uygulanan grupta ise 20 hasta vardı. Hastaların yaş ortalaması 31,85 ti. Bu gruptaki hastaların 14'ü erkek ve 6'sı kadındı. İki grup arasında cinsiyet ve yaş dağılımı göz önüne alındığında anlamlı bir fark yoktu (Tablo 2).

Tablo 2: Gruplara Göre Yaş ve Cinsiyet Değerlendirmesi

Bulgular

Septoplasti grubunda BTSD anket sonucu ortalaması 64,64, septoplasti ve konkaplasti uygulanan grupta ise burun tıkanıklığı ve septoplasti etkinlik skalası sonucu ortalama 62,25 idi ve iki grup arasında istatistik olarak anlamlı bir fark yoktu (p =0,721) (Tablo 3). Post operatif sonuçlarda ise yalnızca septoplasti uygulanan grupta ortalama sonuç 20,71 ve konka cerrahisi uygulanan grupta ise 21,25 bulundu. Pre oeratif ve post operatif sonuçlar arasında anlamlı fark mevcuttu (p<0,001). Gruplar arasında ise anlamlı bir fark bulunamadı. ( p=0,958) (Tablo 4, Şekil 1).

Tablo 3: Yaşam Kalitesi Puanları

Tablo 4: Yaşam Kalitesi Değerlendirmesi

Şekil 1: Gruplarda preop göre postop yaşam kalitesi değişimi

Tartışma

Septoplasti, kulak burun boğaz pratiğinde en sık uygulanan operasyonlardan birdir. Operasyon kararı genellikle fizik muayene ve objektif değerlendirmeler ile verilmektedir. Fakat subjektif değerlendirmeler ile objektif değerlendirmeler arasındaki korelasyon oldukça zayıftır[1-4].

Septoplastide başarısızlık nedenlerinin başında deviasyonun değerlendirilmesi gelmektedir. Garcia ve ark.[5], çalışmalarında üç boyutlu bilgisayar modelleri ile akım dinamikleri üzerine çalışmış ve burun anterior bölgesinde direncin normalin iki katına çıktığını fakat posteriorda ise çok azaldığını saptamışlardır. Buna göre ön taraftaki küçük deviasyonlar çok ciddi septomlar oluşturabilirken arka taraftaki büyük deviasyonlar semptom oluşturmayabilir[5]. Wexler[6] ve Eccless'de[7] yayınlarında bunu vurgulamışlardır.

Allerjik rinit varlığı septoplastinin başarısını düşüren önemli bir sorundur. Karatzanis[8] çalışmasında septum deviayonu olan 176 hastayı alerjik riniti olanlar ve olmayan olarak iki gruba ayırmış ve septoplasti uygulamıştır. Sonuçları rinomanometri ve BTSD anketi ile değerlendirmiştir. Sonuçta, her iki grupta da BTSD anket sonuçlarında düzelme olmakla beraber memnuniyet oranının alerjik rinitli grupta daha düşük olduğunu saptamıştır[8].

Septoplasti etkinliğini değerlendiren çalışmalar uzun zamandan beri yapılmaktadır. Genel olarak elde edilen sonuçlar cerrahinin faydalı olduğunu bildirmekle beraber bunların çoğunluğu retrospektif olarak yapılmıştır[9,10]. Ayrıca bu çalışmaların çoğunluğu rinomanometri gibi objektif yöntemler ve fizik muayene ile yapılmıştır[11,12]. Fakat objektif kriterler her zaman subjektif kriterler ile örtüşmemektedir. Sonuç olarak hasta memnuniyetini değerlendiren çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır[12].

Stewart ve arkadaşları, septolastiye özgü olacak şekilde BTSD ( Nasal obstruction septoplasty effectiveness - NOSE) anketini geliştirmişlerdir. Bu anketi rinolojide kullanılan diğer anketlerden ayıran özelliği tamamen septum deviasyonu ve burun tıkanıklığına özgü olmasıdır. Diğer anketler çoğunlukla burun tıkanıklığını rinosinüzit semptomları ile beraber değerlendirecek şekilde tasarlanmıştır. Anket 2003 yılında American Otolarengoloji Akademi tarafından onaylanmıştır[3]. Literatürde sık kullanılan anketlerden birisi de cerrahi tekniğin etkinliğini ölçen Glascow benefit skorlamasıdır. Bu anket genellikle diğer anketlerden birisi ile birleştirmiştir.

BTSD anketi kullanılarak yayınlanmış yayınlar daha çok uzun dönemde sonuçları değerlendirmiştir. Stewart ve ark.[12], 59 hasta ile yaptıkları çalışmada 3 ve 6. Ay sonuçlarını değerlendirmişlerdir. Bu çalışmada preoperatif BTSD değerinin ortalama da 67,5, postoperatif 3. ay da 23,1'e gerilediğini ve 6. Ay değerinin değişmediğini sapmışlardır. Bu değerler analiz edildiğinde preoperatif değerin postoperatif değerlerden anlamlı derece yüksek olduğunu saptamışlardır. Ayrıca septoplasti ve konka cerrahisi grupları arasında da anlamlı fark olmadığını saptamakla beraber konkaplasti grubunda postoperatif skorların daha düşük olduğunu göstermişlerdir[12]. Gandomi ve ark.[14], burun tıkanıklığı ve septoplasti etkinlik anketi ile genç hasta populasyonu üzerinde yaptıkları çalışmada hastaların %89.5 inde istatistik olarak anlamlı düzelme saptamışlardır. Bizim çalışmamızda elde edilen sonuçlar bu çalışma ile benzerlik göstermektedir fakat bizim çalışmamızda konka cerrahisi grubunda skorlarda daha düşük olma eğilimi yoktu. Bunun nedeni olarak Steward'ın çalışmasında hasta yaş ortalamasının 44,7 iken bizim hasta grubumuzun ortalamasının 30 olmasını gösterebiliriz. Bizim hasta grubumuz daha kısa bir süre septum deviasyonu ve konka hipertrofisine bağlı şikayetlere maruz kalmıştır.

Steward[12] preoeratif semptomları şiddetli hastaların operasyondan daha fazla fayda gördüğünü belirtmektedir. Özellikle semptom skoru yüksek hastaların operasyondan gördüğü yaşam kalitesi artışının daha etkili olduğunu savunmaktadır[12]. Ayrıca Konstantinidis'in[2] GBI ile yaptığı çalışmada bu sonucu desteklemektedir. Bizim çalışmamızda elde ettiğimiz sonuçlar da bunu destekler niteliktedir.

Çalışmamızda Türk populasyonunda ve erken dönemde gerçekleşen sonuçları değerlendirdik. Hem septoplasti hem de konkaplasti gruplarında preoperatif ve postoperatif skorlar arasında literatüre benzer şekilde anlamlı bir farklılık olmadığını gördük. Soruları analiz ettiğimizde hastaların en yüksek skoru alan sorunun 2. soru olduğunu gördük. En düşük skoru ise 1. sorunun aldığını saptadık.

Vural ve ark.[11], literatürde BTSD ile Türk popülasyonu üzerinde yapılan tek çalışmadır. Otuzdokuz hasta üzerinde yapılan bu çalışmada burun tıkanıklığı ve septum deviasyonu etkinlik anketi ile rinomanometri kullanılmış ve postoperatif 3. ayda hastalar tekrar değerlendirilmiştir. Bu çalışmada yaş ortalaması 41, preoperatif BTSD skoru 58,9 ve postoperatif 3. ay skoru 16 saptanmıştır. Sonuç istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.

Bizim çalışmamız literatürde erken dönem sonuçları değerlendiren ilk çalışmadır. Ayrıca genç hasta populasyonu üzerinde yapılması da çalışmamızın gücünü arttırmaktadır. Çalışmamız septoplastide subjektif düzelmenin 1 ay gibi erken bir dönemde başladığını göstermektedir.

Sonuç

Septoplasti, yaşam kalitesini arttırmak amacıyla yapılan bir cerrahi girişimdir ve elde ettiğimiz veriler ışığında 1 ay gibi erken dönemde hastanın semptomlarında anlamlı düzelme sağlamaktadır. Burada en önemli faktör deviasyon, ek patolojiler ve hastanın subjektif yakınmalarının iyi değerlendirilmesidir.

Kaynaklar

1) Jessen M, Kopman A, Malm L. Selection with and without rhinomanometry of patients for septoplasty. Am J Rhinol 1989;3:201-3

2) Konstantinidis I, Triaridis S, Karagiannidis K, Kontzoglou G. Long term results following nasal septal surgery focus on patients' satisfaction. Auris nasus larynx. 2005;32:369-374. [ Özet ]

3) Steward MG, Witsell DL, Smith TL, Weaver EM, Yueh B, Hannley MT. Development and validation of the nasal obstruction symptom evaluation scale. Otolaryngology Head and Neck Surgery. 2004;130:157-63 [ Özet ]

4) Robinson K, Gatehouse S, Browning GG. Measuring patient benefit from otorhinolaryngological surgery and therapy. Ann Otol Rhinol Laryngol 1996;105:415-422 [ Özet ]

5) Garcia GJM, Rhee JS, Senior BA, Kimbell JS. Septal deviation and nasal resistance: an investigation using virtual surgery and computional fluid Dynamics. Am J of Rhinol Allerg 2010;24:46-53 [ Özet ]

6) Wexler DB, Davidson TM. The nasal valve: a review of the anatomy, imaging, and physiology. Am J Rhinol 2004;18:143-50 [ Özet ]

7) Eccles R. A role for nasal cycle in respiratory defence. Eropean Respir J 1996;9:371-6 [ Özet ]

8) Karatzanis AD, Fragiadakis G, Moshandrea J , Aenk J, Iro H, Velegrakis GA. Septoplasty outcome in patients with and without allergic rhinitis. Rhinology 2009;47:444-9 [ Özet ]

9) Jessen M, Ivarson A, Malm P. Nasal airway resistance and symptoms after functional septoplasty: comparison of findings at 9 months and 9 years. Clin Otolaryngol 1989;14:231-4 [ Özet ]

10) Stewart EJ, Robinson K, Wilson JA. Assesment of patients' benefit from rhinoplasty. Rhinology 1996;34:57-9 [ Özet ]

11) Vural Ş, Taş E, Gürsel O. Septoplasti hastalarının yaşam kalitesi ölçeği rinometri ve bilgisayarlı tomografi ile değerlendirilmesi. Kulak Burun Boğaz İhtis Derg 2008; 18: 166-70

12) Steward MG, Smith TL, Weaver ED, Witsell DL, Yueh B, Hannley MT, Johnson JT. Outcomes after nasal septoplasty : results from the nasal obstruction septoplasty effectiveness scale. Otolaryngology head and neck surgery 2004:130:283-290 [ Özet ]

13) Uppal S, Mistry H, Nadig S , Back G, Coatesworth A. Evaluation of patient benefit from nasal septal surgery for nasal obstruction. Auris nasus larynx 2005;32:129-37 [ Özet ]

14) Gandomi B, Bayat A, Kazemei T. Outcomes of septoplasty in young adults : Nasal obstruction septoplasty effectiveness study. Am J Otolaryngol 2010;31:189-92 [ Özet ]